Diyarbakır Baro Başkanından hukuk camiasına eleştiri

MALABADİ HABER - Diyarbakır Baro Başkanı Av. Abdulkadir Güleç, Türkiye Barolar Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Bir Yıllık Dönem Değerlendirme Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, Kürt meselesinin çözümüne ilişkin yürütülen sürece hukuk camiasının yeterince sahip çıkmadığını belirterek, barolara ve hukukçulara çağrıda bulundu.

BARO BAŞKANINDAN ÖNEMLİ AÇIKLAMA

Diyarbakır Baro Başkanı Av. Abdulkadir Güleç, şunları ifade etti:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda, aralarında benim de bulunduğum 10 baro başkanı olarak bir sunum gerçekleştirdik. Ancak bu sürece, gerek bireysel gerekse Türkiye Barolar Birliği ve hukuk camiası olarak yeterince önem atfedilmediğini düşünmekteyim.

“HUKUK DÜNYASININ KATILIMI NE YAZIK Kİ SINIRLI KALDI”

Milli iradenin tecelli ettiği Meclis’te kurulan bu komisyonda yüzde 95’lik bir temsil oranı hedeflenmişken, bugün hukuk dünyasının katılımı ne yazık ki bölge baroları ya da birkaç baro ile sınırlı kalmaktadır. Oysaki sıklıkla eleştirdiğimiz Meclis ve siyasi partiler dahi bu sürece ciddi bir sorumlulukla yaklaşırken, hukuk camiasındaki bu sessizlik bana göre doğru ve kabul edilebilir bir tutum değildir.

“HUKUKÇULAR OLARAK SESSİZ KALMAMALIYIZ”

Yüzyıllık kadim bir meselenin çözümünün tartışıldığı böylesi tarihsel bir süreçte, hukukçular olarak sessiz kalmamız; sözümüzü söylemememiz ve bu sürece katkı sunmamamız, aslında Türkiye’nin geleceğine dair söz kurma hakkımızdan feragat etmemiz anlamına gelmektedir. Oysa bu alan, tam da hukukçuların sorumluluk alanıdır.

“CEZASIZLIK POLİTİKASININ ARKASINDA KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ VAR”

Kürt meselesi; yalnızca bir siyasal mesele değil, aynı zamanda bir demokrasi sorunu, bir insan hakları sorunu ve hukukun üstünlüğü sorunudur. Bugün karşı karşıya olduğumuz cezasızlık politikalarının arka planında, bu meselenin çözümsüzlüğü yatmaktadır. Bölgede 17 bin faili meçhul cinayet, binlerce köy boşaltma ve yakma vakası bulunmaktadır.

“ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI OLMAK ZORUNDAYIZ”

Eğer 86 milyon yurttaşın eşit, özgür ve kardeşçe bir arada yaşamasını savunuyorsak; hukukçular olarak bu sürece aktif biçimde sahip çıkmak, görüşlerimizi açıkça dile getirmek ve çözümün bir parçası olmak zorundayız. Bu hem mesleki hem de tarihsel bir sorumluluktur.”

“BAROLAR, ÖTEKİLEŞTİRİCİ SÖYLEMLERE KARŞI DURUŞ SERGİLEMELİ”

Güleç, Leyla Zana’ya yönelik sergilenen gayri ahlaki tutuma da değinerek, insan onurunu hedef alan bu tür yaklaşımların kabul edilemez olduğunu ifade ederek, baroların, ayrımcı ve ötekileştirici söylemler karşısında güçlü ve kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çizdi.