Silvan’ın Ayasofyası: Belediye camii sessizliğe terk edildi

Silvan (MG) - Malabadi Gazetesi | 02.05.2025 - 15:36, Güncelleme: 04.05.2025 - 13:57 3724 kez okundu.
 

Silvan’ın Ayasofyası: Belediye camii sessizliğe terk edildi

Silvan’ın kalbinde 40 yılı aşkın süredir halkın ibadetine ev sahipliği yapan Belediye Camii, 6 Şubat depreminin ardından sessizliğe gömüldü. "Az hasarlı" raporuna rağmen ibadete kapatılan cami için halk tepkili. Ortada dönen iddialar ise yalnızca bir yapının değil, Silvan’ın hafızasının kaderini sorgulatıyor: Belediye Camii ‘aslına mı’ döndürülüyor?
Haber: Adnan Ateş Malabadi Haber - “Tarihi yapılar bir milletin hafızasıdır; onları kapatmak, susturmak değil, yaşatmak gerekir.” Binlerce yıllık geçmişiyle Mezopotamya'nın kuzey kapısı olan Silvan, taşlarına sinmiş kadim hikâyeleriyle yaşayan bir açık hava müzesi gibi. Her yapı, her kemer, geçmişle bugün arasında kurulmuş bir köprü. Ancak bu köprülerden biri, Silvan Belediye Camii, 6 Şubat depremlerinden sonra sessizliğe gömüldü. İbadete kapatılan bu tarihi yapının geleceğiyle ilgili sorular gün geçtikçe artıyor. Az Hasarlı Ancak Kapalı 1983 yılında, dönemin Belediye Başkanı Hanifi Aktan öncülüğünde halkın desteğiyle camiye dönüştürülen bu yapı, halk arasında hâlâ “Sinema Camii” olarak anılıyor. Çünkü bir dönem sinema salonu olarak hizmet vermiş, ondan önce ise Keldani Kilisesi olduğu bilinen bir ibadethaneydi. 6 Şubat 2023’teki depremler sonrası, “az hasarlı” raporu verilerek ibadete kapatıldı. Ancak yaklaşık 42 yıldır Selahattin Mahallesi başta olmak üzere Silvan halkının ibadetini gerçekleştirdiği caminin kapalı kalması, mahalleli için artık bir sabır testine dönüştü. Cevapsız Sorular, Büyüyen Endişeler Yapının neden hâlâ ibadete açılmadığına dair yetkililerden net bir açıklama gelmiyor. Ne Valilik, ne İlçe Müftülüğü, ne de Silvan Belediyesi kamuoyunu aydınlatıcı bir bilgi paylaştı. Bu sessizlik, halk arasında çeşitli söylentilerin doğmasına neden oldu. Kimi çevreler, yapının “aslına döndürülmek” istendiğini, yani kilise olarak yeniden yapılandırılabileceğini öne sürüyor. Mahalleliler Tepkili Selahattin Mahallesi sakini ve esnafı Mustafa Demirer, bu konuda oldukça net konuşuyor: “Camimizin doğu duvarındaki yarık 1980’li yıllardan beri var. O yarık varken bile cami 42 yıl boyunca sapasağlam ayakta kaldı. Şimdi ‘az hasarlı’ diye kapatmak, halkı kandırmaktır. Biz bunun bilinçli yapıldığını düşünüyoruz. Camimiz ibadete açılsın diye milletvekillerine, müftülere, siyasilere defalarca ulaştık. Bu sessizlik devam ederse, kaygılarımız artacak.” Tarihi Kimlik: Kilise mi, Cami mi? Silvanlı iş insanı ve yerel tarih araştırmacısı Nejat Satıcı ise yapının geçmişine dair bilgiler sunuyor: “Bu yapı, sözlü kaynaklara göre Keldani Kilisesi olarak bilinir. Bazı söylentilerde Surp Stefanos ismi geçse de bu ad kaynaklarda net geçmiyor. ‘Der Meryem’ olarak bilinen başka bir Ermeni kilisesi vardı yakınında. Ermeni kitabeleri ev duvarlarında kullanılmıştı. Tarih, bu şehirde taşların arasına gizlenmiş durumda.” Başepiskopos Ateşyan: “Beni de Mutlu Etti” Silvan doğumlu Ermeni Başepiskopos Aram Ateşyan ise bu yapıya özel bir bağla yaklaşıyor. 2024 yılında yaptığı açıklamada, caminin geçmişten bugüne dönüşümünü şöyle yorumladı: “Benim çocukluğum o binada geçti. O zamanlar sinemaydı, film izlemeye giderdik. Şimdi cami olmuş, bu beni de mutlu etti. Tanrı evi olarak kalması önemli. Yapının bakımsızlığına dair şikâyet ettiysem, bunu bir Silvanlı olarak söyledim. Tanrı’nın evi herkesin evidir. Temiz ve bakımlı olmalı.” Ateşyan’ın bu samimi açıklamaları, halkta oluşan “kiliseye dönüştürülüyor” endişesini yatıştırmak yerine daha da derinleştirdi. Zira birçok kişi, bu sözleri “sessiz bir hazırlığın itirafı” olarak yorumluyor. Sessizlik Büyürse, Söylentiler Gerçekleşebilir Belediye Camii'nin sessizce kapalı kalması, “Silvan’ın Ayasofyası mı olacak?” sorusunu beraberinde getirdi. Tıpkı Ayasofya gibi bir ibadethanenin inançlar ve dönemlere göre defalarca işlev değiştirmesi… Ve her dönüşümde toplumun hafızasında bir yara açması. Bugün Silvan'da da aynı şey yaşanıyor olabilir. Sessizlik devam ettikçe, iddialar güç kazanıyor. Bu sebeple kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve Diyanet’in açıklama yapması ve caminin geleceğine dair net bir rota çizmesi bekleniyor. Bir Hafıza Daha Yitirilmesin Bir ibadethane kaderine terk ediliyorsa, mesele yalnızca taş ve harç değildir. Bu, bir toplumun hafızasına, inancına, tarihine dair bir suskunluk halidir. Silvan gibi her karışı tarih kokan bir şehirde, yapılar kapatıldıkça, şehir susar, geçmiş kaybolur. Silvan Belediye Camii yeniden açılmazsa, sadece bir cami değil, bir dönem, bir inanç ve bir hafıza karanlıkta kalacaktır.
Silvan’ın kalbinde 40 yılı aşkın süredir halkın ibadetine ev sahipliği yapan Belediye Camii, 6 Şubat depreminin ardından sessizliğe gömüldü. "Az hasarlı" raporuna rağmen ibadete kapatılan cami için halk tepkili. Ortada dönen iddialar ise yalnızca bir yapının değil, Silvan’ın hafızasının kaderini sorgulatıyor: Belediye Camii ‘aslına mı’ döndürülüyor?

Haber: Adnan Ateş

Malabadi Haber - “Tarihi yapılar bir milletin hafızasıdır; onları kapatmak, susturmak değil, yaşatmak gerekir.”

Binlerce yıllık geçmişiyle Mezopotamya'nın kuzey kapısı olan Silvan, taşlarına sinmiş kadim hikâyeleriyle yaşayan bir açık hava müzesi gibi. Her yapı, her kemer, geçmişle bugün arasında kurulmuş bir köprü. Ancak bu köprülerden biri, Silvan Belediye Camii, 6 Şubat depremlerinden sonra sessizliğe gömüldü. İbadete kapatılan bu tarihi yapının geleceğiyle ilgili sorular gün geçtikçe artıyor.

Az Hasarlı Ancak Kapalı

1983 yılında, dönemin Belediye Başkanı Hanifi Aktan öncülüğünde halkın desteğiyle camiye dönüştürülen bu yapı, halk arasında hâlâ “Sinema Camii” olarak anılıyor. Çünkü bir dönem sinema salonu olarak hizmet vermiş, ondan önce ise Keldani Kilisesi olduğu bilinen bir ibadethaneydi.

6 Şubat 2023’teki depremler sonrası, “az hasarlı” raporu verilerek ibadete kapatıldı. Ancak yaklaşık 42 yıldır Selahattin Mahallesi başta olmak üzere Silvan halkının ibadetini gerçekleştirdiği caminin kapalı kalması, mahalleli için artık bir sabır testine dönüştü.

Cevapsız Sorular, Büyüyen Endişeler

Yapının neden hâlâ ibadete açılmadığına dair yetkililerden net bir açıklama gelmiyor. Ne Valilik, ne İlçe Müftülüğü, ne de Silvan Belediyesi kamuoyunu aydınlatıcı bir bilgi paylaştı. Bu sessizlik, halk arasında çeşitli söylentilerin doğmasına neden oldu. Kimi çevreler, yapının “aslına döndürülmek” istendiğini, yani kilise olarak yeniden yapılandırılabileceğini öne sürüyor.

Mahalleliler Tepkili

Selahattin Mahallesi sakini ve esnafı Mustafa Demirer, bu konuda oldukça net konuşuyor:

“Camimizin doğu duvarındaki yarık 1980’li yıllardan beri var. O yarık varken bile cami 42 yıl boyunca sapasağlam ayakta kaldı. Şimdi ‘az hasarlı’ diye kapatmak, halkı kandırmaktır. Biz bunun bilinçli yapıldığını düşünüyoruz. Camimiz ibadete açılsın diye milletvekillerine, müftülere, siyasilere defalarca ulaştık. Bu sessizlik devam ederse, kaygılarımız artacak.”

Tarihi Kimlik: Kilise mi, Cami mi?

Silvanlı iş insanı ve yerel tarih araştırmacısı Nejat Satıcı ise yapının geçmişine dair bilgiler sunuyor:

“Bu yapı, sözlü kaynaklara göre Keldani Kilisesi olarak bilinir. Bazı söylentilerde Surp Stefanos ismi geçse de bu ad kaynaklarda net geçmiyor. ‘Der Meryem’ olarak bilinen başka bir Ermeni kilisesi vardı yakınında. Ermeni kitabeleri ev duvarlarında kullanılmıştı. Tarih, bu şehirde taşların arasına gizlenmiş durumda.”

Başepiskopos Ateşyan: “Beni de Mutlu Etti”

Silvan doğumlu Ermeni Başepiskopos Aram Ateşyan ise bu yapıya özel bir bağla yaklaşıyor. 2024 yılında yaptığı açıklamada, caminin geçmişten bugüne dönüşümünü şöyle yorumladı:

“Benim çocukluğum o binada geçti. O zamanlar sinemaydı, film izlemeye giderdik. Şimdi cami olmuş, bu beni de mutlu etti. Tanrı evi olarak kalması önemli. Yapının bakımsızlığına dair şikâyet ettiysem, bunu bir Silvanlı olarak söyledim. Tanrı’nın evi herkesin evidir. Temiz ve bakımlı olmalı.”

Ateşyan’ın bu samimi açıklamaları, halkta oluşan “kiliseye dönüştürülüyor” endişesini yatıştırmak yerine daha da derinleştirdi. Zira birçok kişi, bu sözleri “sessiz bir hazırlığın itirafı” olarak yorumluyor.

Sessizlik Büyürse, Söylentiler Gerçekleşebilir

Belediye Camii'nin sessizce kapalı kalması, “Silvan’ın Ayasofyası mı olacak?” sorusunu beraberinde getirdi. Tıpkı Ayasofya gibi bir ibadethanenin inançlar ve dönemlere göre defalarca işlev değiştirmesi… Ve her dönüşümde toplumun hafızasında bir yara açması.

Bugün Silvan'da da aynı şey yaşanıyor olabilir. Sessizlik devam ettikçe, iddialar güç kazanıyor. Bu sebeple kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve Diyanet’in açıklama yapması ve caminin geleceğine dair net bir rota çizmesi bekleniyor.

Bir Hafıza Daha Yitirilmesin

Bir ibadethane kaderine terk ediliyorsa, mesele yalnızca taş ve harç değildir. Bu, bir toplumun hafızasına, inancına, tarihine dair bir suskunluk halidir. Silvan gibi her karışı tarih kokan bir şehirde, yapılar kapatıldıkça, şehir susar, geçmiş kaybolur.

Silvan Belediye Camii yeniden açılmazsa, sadece bir cami değil, bir dönem, bir inanç ve bir hafıza karanlıkta kalacaktır.

Diyarbakır HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.