Zamanın Tanığı: Malabadi Köprüsü

Silvan (MG) - Malabadi Gazetesi | 29.04.2025 - 12:06, Güncelleme: 29.04.2025 - 12:06 1415 kez okundu.
 

Zamanın Tanığı: Malabadi Köprüsü

1147 yılından bugüne dimdik ayakta duran Malabadi Köprüsü, yalnızca taş ve kemikten bir yapı değil; aynı zamanda aşkın, mühendisliğin ve sanatın tarihî bir anlatıcısıdır.
Haber: Baver ŞAHİNLİ MALABADİ HABER - Silvan ilçesi sınırlarında yer alan ve Artuklu Beyliği döneminde inşa edilen Malabadi Köprüsü, bölgenin tarihî belleğinde eşsiz bir yer tutuyor. Timurtaş bin İlgazi'nin oğlu Necmeddin Alpi tarafından yapımına başlanan bu anıtsal eser, hem stratejik bir geçiş noktası hem de sanatsal bir başyapıt olarak inşa edildi. Köprü, 12. yüzyıldan bu yana bölgedeki ticaret yollarının güvenliğini sağladı ve zamanla Silvan’ın simgelerinden biri haline geldi. 150 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki bu görkemli yapı, 40,86 metrelik sivri ana kemeriyle dikkat çekiyor. Bu oran, Malabadi’yi günümüze ulaşan taş köprüler arasında en geniş kemer açıklığına sahip köprü yapıyor. Kemerin su seviyesinden kilit taşına kadar olan yüksekliği ise 19 metreyi buluyor. Köprünün bir diğer dikkat çekici özelliği, üzerindeki kabartmalardır. İnsan, güneş ve aslan figürlerinin yer aldığı bu kabartmalar, köprünün sadece mühendislik açısından değil, sanatsal açıdan da değeri olduğunu gösteriyor. Bu motifler, dönemin sanat anlayışını ve estetik bakışını günümüze taşıyor. Yolcular unutulmamış Malabadi Köprüsü'nün her iki yanında yer alan odalar, dönemin yolcu ve kervanlarına konforlu bir konaklama imkânı sunuyordu. Bu odalar, sadece birer barınak değil; aynı zamanda yolcuların can güvenliği ve istirahati için düşünülmüş mimari detaylardı. Bir aşk efsanesinin izinde... Malabadi Köprüsü’nün halk arasında dilden dile aktarılan bir de efsanesi var. Rivayete göre, Bad adlı genç, nehrin karşı kıyısında yaşayan sevgilisine duyduğu büyük aşk nedeniyle acı çeker. Aralarında köprü olmadığından yalnızca birbirlerine seslenebilirler. Bir gün, sevdiği kız Bad’a ulaşmaya çalışırken nehirde boğulur. Bu acı kayıptan sonra Bad, Silvan Beyi’ne başvurarak bir köprü yapılmasını ister. Bey, köprünün yarısını yaptırır, geri kalanını ise Bad tamamlar. Bu hüzünlü aşk hikâyesi köprüye ismini verir: Malabadi. UNESCO'nun dikkatini çekti Kültürel ve mimari değeriyle öne çıkan Malabadi Köprüsü, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı. Bu gelişme, köprünün uluslararası alanda da tanınan bir kültürel miras unsuru olduğunu ortaya koyuyor. Bugün hâlâ ayakta olan ve ziyaretçilerini ağırlayan Malabadi Köprüsü, hem tarih tutkunlarına hem de estetik mimariyle ilgilenenlere geçmişe uzanan bir yolculuk sunuyor. Anadolu’nun taşlara kazınmış hafızası olan bu köprü, geçmişle bugün arasında kurulan sağlam bir bağ gibi duruyor.
1147 yılından bugüne dimdik ayakta duran Malabadi Köprüsü, yalnızca taş ve kemikten bir yapı değil; aynı zamanda aşkın, mühendisliğin ve sanatın tarihî bir anlatıcısıdır.

Haber: Baver ŞAHİNLİ

MALABADİ HABER - Silvan ilçesi sınırlarında yer alan ve Artuklu Beyliği döneminde inşa edilen Malabadi Köprüsü, bölgenin tarihî belleğinde eşsiz bir yer tutuyor. Timurtaş bin İlgazi'nin oğlu Necmeddin Alpi tarafından yapımına başlanan bu anıtsal eser, hem stratejik bir geçiş noktası hem de sanatsal bir başyapıt olarak inşa edildi. Köprü, 12. yüzyıldan bu yana bölgedeki ticaret yollarının güvenliğini sağladı ve zamanla Silvan’ın simgelerinden biri haline geldi.

150 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki bu görkemli yapı, 40,86 metrelik sivri ana kemeriyle dikkat çekiyor. Bu oran, Malabadi’yi günümüze ulaşan taş köprüler arasında en geniş kemer açıklığına sahip köprü yapıyor. Kemerin su seviyesinden kilit taşına kadar olan yüksekliği ise 19 metreyi buluyor.

Köprünün bir diğer dikkat çekici özelliği, üzerindeki kabartmalardır. İnsan, güneş ve aslan figürlerinin yer aldığı bu kabartmalar, köprünün sadece mühendislik açısından değil, sanatsal açıdan da değeri olduğunu gösteriyor. Bu motifler, dönemin sanat anlayışını ve estetik bakışını günümüze taşıyor.

Yolcular unutulmamış

Malabadi Köprüsü'nün her iki yanında yer alan odalar, dönemin yolcu ve kervanlarına konforlu bir konaklama imkânı sunuyordu. Bu odalar, sadece birer barınak değil; aynı zamanda yolcuların can güvenliği ve istirahati için düşünülmüş mimari detaylardı.

Bir aşk efsanesinin izinde...

Malabadi Köprüsü’nün halk arasında dilden dile aktarılan bir de efsanesi var. Rivayete göre, Bad adlı genç, nehrin karşı kıyısında yaşayan sevgilisine duyduğu büyük aşk nedeniyle acı çeker. Aralarında köprü olmadığından yalnızca birbirlerine seslenebilirler. Bir gün, sevdiği kız Bad’a ulaşmaya çalışırken nehirde boğulur. Bu acı kayıptan sonra Bad, Silvan Beyi’ne başvurarak bir köprü yapılmasını ister. Bey, köprünün yarısını yaptırır, geri kalanını ise Bad tamamlar. Bu hüzünlü aşk hikâyesi köprüye ismini verir: Malabadi.

UNESCO'nun dikkatini çekti

Kültürel ve mimari değeriyle öne çıkan Malabadi Köprüsü, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı. Bu gelişme, köprünün uluslararası alanda da tanınan bir kültürel miras unsuru olduğunu ortaya koyuyor.

Bugün hâlâ ayakta olan ve ziyaretçilerini ağırlayan Malabadi Köprüsü, hem tarih tutkunlarına hem de estetik mimariyle ilgilenenlere geçmişe uzanan bir yolculuk sunuyor. Anadolu’nun taşlara kazınmış hafızası olan bu köprü, geçmişle bugün arasında kurulan sağlam bir bağ gibi duruyor.

Diyarbakır HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.