Beyaz Melesli Müdür

Silvan Belediyesi Özel Kalem Müdürü Rıhan Kızıl, her gün mesaisine beyaz meles takarak geliyor. Kızıl, bu kültürel simgenin hem barışı temsil ettiğini hem de insanların kendisini daha rahat ifade etmesini sağladığını söylüyor.

Haber: İhsan YILMAZ MALABADİ HABER – Silvan Belediyesi Özel Kalem Müdürü Rıhan Kızıl, her gün mesaisine beyaz meles (beyaz tülbent) takarak geliyor. Kızıl, bu tercihin sadece bir kıyafet değil, bir kültür, bir duruş ve barışın simgesi olduğunu belirterek, “İnsanlar beni böyle görünce daha rahat konuşuyor, daha samimi iletişim kuruyorlar” dedi. “Beyaz Meles Barışın ve Asaletin Simgesidir” Yaklaşık iki yıldır Silvan Belediyesi Eş Başkanları Özel Kalem Müdürü görevini sürdüren Rıhan Kızıl, daha önce Diyarbakır, İstanbul ve Ankara gibi birçok şehirde çeşitli görevlerde bulundu. Yerel yönetimlerde görevlendirildikten sonra Silvan’a döndüğünü belirten Kızıl, “Bu topraklara gelişim aslında bir öze dönüş yolculuğuydu” dedi. Kızıl, gençlerin Silvan’da yeterince kendini ifade edemediğini, iş alanlarının yetersizliği nedeniyle çoğunun batı illerine göç ettiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Gençlerin yaşadıklarını ben de yaşadım. Onların hikâyelerine tanık oldukça, ne istediklerini anlamaya çalıştıkça daha çok sorumluluk hissediyorum. İnsanların taleplerine cevap olabilmek için her gün çaba veriyorum.” BEYAZ MELES YOLCULUĞU: “ÖNCE KENDİME DÖNDÜM” Doğu Anadolu’da beyaz meles, yüzlerce yıldır barışın ve asaletin sembolü olarak görülüyor. Eskiden kavga anında kadınlar tülbentini yere attığında herkesin durduğu, barışın sağlandığı bir kültürden gelen bu simge bugün hâlâ toplumda derin bir anlam taşıyor. Kızıl, beyaz meles takmaya başlamasının kendisiyle hesaplaşma süreci olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Önce kendime döndüm, sonra kendimi tanıdım ve sevmeye başladım. Bu süreç benim için hâlâ devam eden bir olgunlaşma dönemi. Beyaz meles hem barışı temsil ediyor hem de evli kadınların taktığı bir kültürel öğe. Ben de özümü buldukça melesi taşımaya başladım.” Meles takmaya başladıktan sonra insanların daha rahat konuşabildiğini söyleyen Kızıl, bu değişimi şu sözlerle anlattı: “Eskiden insanlar içeri girdiklerinde çekingen ve tedirgin oluyorlardı. Melesi taktıktan sonra yüzlerindeki rahatlığı gördüm. ‘Kendimizi annemizle, kardeşimizle konuşur gibi hissediyoruz’ diyorlar. Sorunları çözülmese bile rahat bir nefes aldıklarını görmek benim için çok kıymetli.” “KADINA YÖNELİK ŞİDDET ASLA KABUL EDİLEMEZ” Kadının bu coğrafyada ağır bedeller ödemesine rağmen her zaman değerli bir yerde durduğunu söyleyen Kızıl, kadınlara yönelik şiddetin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı: “Jin, jiyan (Kadın, yaşam) felsefesini bilmeyen yoktur. Kadın doğduğu andan itibaren bir role evrilir. Erkek ölürse gider, kadın ölürse arkasında bir hikâye bırakır. Kadına yönelik şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez. Kadınlarımız kendilerini yalnız hissetmesin, biz buradayız ve onların yanındayız.” ÇÖZÜM SÜRECİ: “ARTIK KENDİMİZİ GİZLEMEYE GEREK DUYMUYORUZ” Gündemde duran yeni çözüm süreci çağrısının toplumda olumlu bir hava yarattığını söyleyen Kızıl, özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının kendisi üzerinde etkili olduğunu ifade etti. “Çözüm süreci, kimliğimizi rahatça yaşayabileceğimiz bir iklim yaratıyor. İnsanlar ölmeyecek, bu en büyük umudumuz. Artık kendimizi gizleme ihtiyacı hissetmemeliyiz. Bu çağrı benim için de umut verici. Umarım süreç olumlu ilerler, hepimiz katkı sunmalıyız.” GENÇLERE ÇAĞRI: “KENDİ ŞEHRİNİZDE KALIN, ÜRETİN, DÖNÜŞTÜRÜN” Gençlere seslenen Kızıl, Silvan’ın gençleri için yeni projeler üretmeye hazır olduklarını belirtti: “Gençler doğdukları topraklarda kalmalı. Bu şehirde iş alanları yaratabiliriz. Projesi olan, üretmek isteyen gençler belediyeye gelsin. Fikir alışverişi yapalım. Korkmasınlar, hep birlikte başarabiliriz.” “Beyaz melesler barışa vesile olsun” Rıhan Kızıl, sözlerinin sonunda beyaz melesin toplumdaki barışa katkı sunmasını dileyerek konuşmasını tamamladı: “Umarım beyaz melesler barışın kapısını aralar. Hem kadınlar hem gençler hem de tüm toplum için daha huzurlu bir gelecek mümkün.”