İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

Bir Şehrin Yürek Yürüyüşü: Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz

İki gün önce Diyarbakır’ın sokaklarında yalnızca bedenlerimiz yürümedi, kalplerimiz de birlikte attı. “Uyuşturucuya Hayır, Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz” sloganıyla düzenlenen yürüyüş, bir şehrin kendi evlatlarına, kendi yarınlarına sahip çıkma çığlığına dönüştü. Yağmur yağdı... Yollar kaygandı... Gökyüzü kapalıydı... Ama bizlerin yüreği tertemizdi, pırıl pırıldı. Çünkü biliyorduk: Eğer biz susarsak, yarınlarımızı kaybederiz. Eğer biz yürümekten vazgeçersek, bir kuşak daha karanlığa kurban edilir. Bu yürüyüş bir protestodan öte, bir sahiplenmeydi. Her adım, “Gençlerimiz bizimdir” diyordu. Her pankart, “Biz umudu bırakmıyoruz” diye haykırıyordu. Sporcu gençler önde... Sırtlarında ıslanan montlarına aldırmadan, omuzlarında sorumluluk taşıdılar. Diyarbakır Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Başkanı Remzi Dayan ve kıymetli sporcuları, omuz omuza vererek sadece kendi geleceklerine değil, bu toprakların her bir evladına sahip çıkmanın onurunu taşıdılar. Ve o iki büyük pankart... Bir haykırış gibiydi: "Uyuşturucuya Hayır!" "Madde Bağımlılığına Hayır!" Sadece pankart değildi onlar... Bir annenin duasıydı, bir babanın gözyaşıydı, bir öğretmenin ümidi, bir çocuğun yarın hayalini kurduğu dünyaydı. Yağmura rağmen geri adım atmamak, inancın en saf halidir. Ve Diyarbakır bunu gösterdi. Toplumun her kesiminden, her yaştan insan kol kola yürüdü. Çünkü hepimiz aynı hikâyenin parçasıyız: Ya sahip çıkarız, ya da gözlerimizin önünde umutlarımızı yitiririz. Bu şehir çok şey yaşadı. Yeri geldi, acılara sessiz kaldı. Yeri geldi, yalnız bırakıldı. Ama bugün, Diyarbakır susmadı. Bugün Diyarbakır, çocukları için yürüdü. Bugün Diyarbakır, yarınları için ses verdi! Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı Şener Aydın’ın, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykal’ın destekleri, gösterdi ki; bu mesele sadece Diyarbakır’ın meselesi değil, Türkiye’nin yüreğini ilgilendiriyor. Bu yürüyüş burada bitmemeli. Bu sahiplenme Türkiye’nin dört bir yanına yayılmalı. Her şehirde, her sokakta, her mahallede... Uyuşturucuya Hayır sesi yankılanmalı. Çünkü gençlik sadece Diyarbakır’ın değil, bir milletin geleceğidir! Kendimize soralım: Bir gencin hayatını kurtarmak için bir adım atmaya değer mi? Bir evladın gözlerindeki ışıltıyı kaybetmemek için sesimizi yükseltmeye değer mi? Bir annenin, bir babanın gözyaşını dindirmek için yürümeye değer mi? Cevabımız evetse, ki öyle olmalı, Bu yürüyüş ilk adım olmalı! İkinci adımı mahallemizde, üçüncü adımı okullarımızda, dördüncü adımı hayatın her alanında atmalıyız. Çünkü sessizlik zehir gibidir. Ve biz, bu zehire karşı umutla, cesaretle ve sevgiyle savaşacağız. Bugün yürüdük, Yarın koşacağız, Ve bir gün, gençlerimiz için kurduğumuz hayalleri gerçek yapacağız! Geleceğimize sahip çıkıyoruz! Çünkü başka Diyarbakır yok, başka Türkiye yok, başka gençlerimiz yok. "Karanlığa İnat Bir Umut" Bir çocuk düştü karanlığa, Bir annenin duası yetmedi bazen, Bir baba avuçlarında ağladı gizlice, Kopmasın diye bir tel umut daha… Bir sokak lambası titredi rüzgârda, Adı 'umut' olan çocuklar, Adı 'gelecek' olan çocuklar, Bir avuç zehire kurban gitmesin diye... Ey şehir! Gözlerini kapama, kulaklarını tıkama, Bir nefes, bir adım, bir söz yetebilir Kurtarmaya bir hayatı karanlıktan! Uyuşturucuya hayır, Çünkü bir annenin gözyaşı helal değil bu acıya. Uyuşturucuya hayır, Çünkü bir gençliğin kaybı, bir milletin çöküşü demek! Biz, karanlığa inat yürüyenleriz, Yağmura, çamura aldırmadan, Geleceğe sımsıkı sarılanlarız. Bir umut ekelim her sokağa, Bir fidan dikelim her kalbe... Ve söz verelim bugün: Uyuşturucuya değil, Hayata, sevgiye ve umuda bağımlı olacağız!  
Ekleme Tarihi: 28 April 2025 - Monday
İhsan Yılmaz

Bir Şehrin Yürek Yürüyüşü: Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz

İki gün önce Diyarbakır’ın sokaklarında yalnızca bedenlerimiz yürümedi, kalplerimiz de birlikte attı.
“Uyuşturucuya Hayır, Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz” sloganıyla düzenlenen yürüyüş, bir şehrin kendi evlatlarına, kendi yarınlarına sahip çıkma çığlığına dönüştü.

Yağmur yağdı...
Yollar kaygandı...
Gökyüzü kapalıydı...
Ama bizlerin yüreği tertemizdi, pırıl pırıldı. Çünkü biliyorduk: Eğer biz susarsak, yarınlarımızı kaybederiz. Eğer biz yürümekten vazgeçersek, bir kuşak daha karanlığa kurban edilir.

Bu yürüyüş bir protestodan öte, bir sahiplenmeydi.
Her adım, “Gençlerimiz bizimdir” diyordu.
Her pankart, “Biz umudu bırakmıyoruz” diye haykırıyordu.

Sporcu gençler önde...
Sırtlarında ıslanan montlarına aldırmadan, omuzlarında sorumluluk taşıdılar.
Diyarbakır Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (ASKF) Başkanı Remzi Dayan ve kıymetli sporcuları, omuz omuza vererek sadece kendi geleceklerine değil, bu toprakların her bir evladına sahip çıkmanın onurunu taşıdılar.

Ve o iki büyük pankart...
Bir haykırış gibiydi:
"Uyuşturucuya Hayır!"
"Madde Bağımlılığına Hayır!"

Sadece pankart değildi onlar...
Bir annenin duasıydı, bir babanın gözyaşıydı, bir öğretmenin ümidi, bir çocuğun yarın hayalini kurduğu dünyaydı.

Yağmura rağmen geri adım atmamak, inancın en saf halidir.
Ve Diyarbakır bunu gösterdi.
Toplumun her kesiminden, her yaştan insan kol kola yürüdü.
Çünkü hepimiz aynı hikâyenin parçasıyız:
Ya sahip çıkarız, ya da gözlerimizin önünde umutlarımızı yitiririz.

Bu şehir çok şey yaşadı. Yeri geldi, acılara sessiz kaldı. Yeri geldi, yalnız bırakıldı.
Ama bugün, Diyarbakır susmadı.
Bugün Diyarbakır, çocukları için yürüdü.
Bugün Diyarbakır, yarınları için ses verdi!

Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı Şener Aydın’ın, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykal’ın destekleri, gösterdi ki; bu mesele sadece Diyarbakır’ın meselesi değil, Türkiye’nin yüreğini ilgilendiriyor.

Bu yürüyüş burada bitmemeli.
Bu sahiplenme Türkiye’nin dört bir yanına yayılmalı.
Her şehirde, her sokakta, her mahallede...
Uyuşturucuya Hayır sesi yankılanmalı.
Çünkü gençlik sadece Diyarbakır’ın değil, bir milletin geleceğidir!

Kendimize soralım:
Bir gencin hayatını kurtarmak için bir adım atmaya değer mi?
Bir evladın gözlerindeki ışıltıyı kaybetmemek için sesimizi yükseltmeye değer mi?
Bir annenin, bir babanın gözyaşını dindirmek için yürümeye değer mi?

Cevabımız evetse, ki öyle olmalı,
Bu yürüyüş ilk adım olmalı!
İkinci adımı mahallemizde, üçüncü adımı okullarımızda, dördüncü adımı hayatın her alanında atmalıyız.

Çünkü sessizlik zehir gibidir.
Ve biz, bu zehire karşı umutla, cesaretle ve sevgiyle savaşacağız.

Bugün yürüdük,
Yarın koşacağız,
Ve bir gün, gençlerimiz için kurduğumuz hayalleri gerçek yapacağız!

Geleceğimize sahip çıkıyoruz! Çünkü başka Diyarbakır yok, başka Türkiye yok, başka gençlerimiz yok.

"Karanlığa İnat Bir Umut"

Bir çocuk düştü karanlığa,
Bir annenin duası yetmedi bazen,
Bir baba avuçlarında ağladı gizlice,
Kopmasın diye bir tel umut daha…

Bir sokak lambası titredi rüzgârda,
Adı 'umut' olan çocuklar,
Adı 'gelecek' olan çocuklar,
Bir avuç zehire kurban gitmesin diye...

Ey şehir!
Gözlerini kapama, kulaklarını tıkama,
Bir nefes, bir adım, bir söz yetebilir
Kurtarmaya bir hayatı karanlıktan!

Uyuşturucuya hayır,
Çünkü bir annenin gözyaşı helal değil bu acıya.
Uyuşturucuya hayır,
Çünkü bir gençliğin kaybı, bir milletin çöküşü demek!

Biz, karanlığa inat yürüyenleriz,
Yağmura, çamura aldırmadan,
Geleceğe sımsıkı sarılanlarız.
Bir umut ekelim her sokağa,
Bir fidan dikelim her kalbe...

Ve söz verelim bugün:
Uyuşturucuya değil,
Hayata, sevgiye ve umuda bağımlı olacağız!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.