Barış Anneleri çözüm istiyor

Barış Anneleri, 12 yılın ardından gerçekleştirdikleri konferansla barış mücadelesini yeniden masaya yatırmak için bir araya gelerek Öcalan için fiziki özgürlüğünü talep etti.

MALABADİ HABER - Sezai Karakoç Kongre merkezinde barış annelerinin düzenlediği konferansta kadınlar konuştu. Konferansta, Öcalan’ın 27 Şubat metnine sahip çıkılması gerektiği ifade edilerek çözüm istediler. Konferans konuşmacılarından TJA aktivisti Hülya Alökmen, Öcalan’ın özgürlüğünü istediklerini belirterek, “Bu isteğimizden de geri adım atmıyoruz. Barış ve Demokratik Toplumu inşa edebilecek olanlar annelerdir, kadınlardır. Özgürlük yolu hem zorlu hem de uzun. Bu zorluk içinde hem kararlı, hem heyecanlı hem de büyük bir coşkuyla bu ülkeye barışı getireceğiz. Çocuklarımız, kadınlarımız, gençlerimiz için özgür, birlik içinde bir gelecek inşa edeceğiz” dedi. “CİĞERİ YANAN ANNELER ÇÖZÜM İSTİYOR” Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, bu aşamaya gelinmesinde annelerin büyük emeğinin olduğuna dikkat çekerek, “Biz kimseye zulüm etmedik, biz kimsenin dilini yasaklamadık, kimsenin ırkını inkar etmedik. Biz halkların kardeşliği dedik, anadilimizi istemek doğal dedik. Birlikte yaşayabiliriz dedik. Siz özgür yaşam için öncü oldunuz. Emeğiniz öyle bir şey yaptı ki, Kürt olmayan annelerde, ‘Kürt annesi de Türk annesi de ağlamasın’ diyorlar. Sizin ciğeriniz 3-4 defa yandı, bir kerede değil. Ama siz yine de, ‘Bizim ciğerimiz yandı başkasının ki yanmasın’ dediniz. Kimsenin bundan korkmaması gerekiyor. Bugün tüm ciğeri yanmış anneler çözüm istiyor, birlikte yaşam istiyor” diye konuştu. “ÖCALAN’IN SORUMLULUĞUNU PAYLAŞMAMIZ GEREKİYOR” Doğan, Öcalan’ın 27 yıldır geri adım atmadığını ve bu çağrıya sahip çıkma zamanı olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “ Kendimizi sıkma zamanı, büyük bir ittifak oluşturma zamanı. Bugün el tutma zamanı. 27 yıldır tecrit altında olan Öcalan’ın omzundaki sorumluluğu paylaşmamız gerekiyor. Onun yolunu, kendi yolumuzu, barış, özgür yaşam hasreti çekenlerin yolunu açmamız gerekiyor.”