DTSO Başkanı Mehmet Kaya: Savaştan en çok Diyarbakır zarar görür

Diyarbakır (MG) - Malabadi Gazetesi | 18.06.2025 - 15:06, Güncelleme: 18.06.2025 - 15:06 479 kez okundu.
 

DTSO Başkanı Mehmet Kaya: Savaştan en çok Diyarbakır zarar görür

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın ülkeye, bölgeye ve kente yaşatacağı, siyasi ve ekonomik yansımalarını Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi.
Haber: Gülistan KORBAN RENÇBER Diyarbakır’da ihracatın yüzde 60’ın komşu ülkelere yapıldığını ifade eden DTSO Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın kent ve bölge ekonomisini doğrudan etkilediğini söyledi. İki ülke arasındaki savaşın Türkiye’de Kürt sorununun çözümü aşamasında yaşandığına dikkat çeken Kaya, “Türkiye’de iç barışımızı doğru bir şekilde oluşturup, Suriye’deki ve Irak’taki Kürt kardeşlerimizle de doğru ve sorunları ortadan kaldıran politika oluşturursak, bana göre bu savaşa karşı oluşturulabilecek en büyük güçtür” dedi. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın ülkeye, bölgeye ve kente yaşatacağı, siyasi ve ekonomik yansımaları Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi. Kaya’ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle: *Yaşanan savaş bölge ve kent ekonomisine zarar verir mi? Savaşlar can kaybıdır, evet insanların ölmesi bizim için en büyük travmadır. Savaşın olmaması lazım, ama şunu da biliyoruz ki, bir yerde savaş yaşanıyorsa orada ekonomiden söz edemiyorsunuz, ekonomiyi geliştirmekten söz edemez hale geliyorsunuz. Yasaklar ve göç başlıyor, bu da ister istemez fabrikaların durmasına, ihracat rakamlarının düşmesine sebep oluyor, yeni ticaret kanallarının ve yeni ticari yatırımların yapılmasının önüne geçilmiş oluyor. Onun için savaştan en fazla etkilenen ekonomidir. Özellikle bölgesel ekonomi; yani İran’ın, Suriye’nin, Irak’ın ve Türkiye’nin kendi arasında yaptığı ticaretin durma noktasına gelmesi demektir. Dünya’ya petrol ihraç eden ülkelerin olduğu bölgeden bahsediyoruz, Dünyadaki petrol üretiminin nerdeyse yarısına yakını buradan gidiyor, petrolün çıkarılması, pazarlanması, ulaşımındaki sorunlar, en başta petrol fiyatlarına yansıyacaktır. Petrol fiyatının artması demek, ürettiğimiz her şeyin, hemen hemen her şeyin, üretim maliyetinin artması demek, bu da bölgede ister istemez üretim maliyetlerinin ve petrol fiyatlarının artması anlamına geliyor, bu durum bölge ticaretini, özellikle ihracatını ve Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecek. *Savaştan en fazla ekonomik zarar görecek sektör hangisi olur? İşin ekonomik boyutuna bakacak olursak, bölge anlamında baktığımızda da tamda bunu söylemek istiyoruz. Bölge, bölge ülkeleri ile önemli bir ticaret kapısı olmasına rağmen, turizm de önemli bir paya sahiptir. Savaş en fazla turizme darbe vurur. Yani insanlar yaşadıkları yerlerden ayrılamazlar, turizm işlemi tamamen durma noktasına gelir, bu da bölgedeki ülkeler arasındaki ilişkiyi de minimize hale getiriyor. Sadece turizm derken, turistik ziyaretlerden bahsetmiyorum. Bunun sağlık turizminden tutun da, iş insanlarının gidip komşu ülkelerde, yeni ticaret kanalları araması, yeni partnerler aramasına kadar, bunlar da durma noktasına gelir. “KENT İHRACATININ % 60’I KOMŞU ÜLKELERE YAPILIYOR” *Savaş, İran ile ticaretimizi doğrudan etkiler mi? İran’ın bizle çok büyük ticari ilişkileri yok. İran’a yönelik bir ambargo var, her türlü ürünü ithal etme şansımız yok, evet ihracat yapıyoruz, ama İran’dan belli ürünler alıyoruz. Ama en önemli gelirlerimizden bir tanesi de komşu ülke olma münasebetiyle önemli bir turizm gelirimiz var. Türkiye’nin hemen hemen tüm illerine dağılan bir turizm geliri var. Bölgemizde de İranlı bazı yatırımcıların gelip burada fabrika açmak ve buradan Dünya’ya yayılmak gibi çalışmalarının olduğunu biliyoruz. Tabi bu sadece İran’la sınırlı kalmayacak, Diyarbakır’ın ihracatına baktığımızda neredeyse yüzde 60’ını bölge ülkeleri oluşturuyor. Suriye, İran, Irak gibi ki bu gittikçe de artan bir rakam oluşturuyor. Bu yüzden ister istemez savaştan en fazla olumsuz etkilenen Diyarbakır başta olmak üzere bölge illeri olacak. Diyarbakır ticari gücü ve girişimcisi fazla olan bir kentimiz, bugün bize üye hem İranlı, hem Iraklı iş insanları var. Bizim iş insanlarımız gidip, İran’da, Irak’ta şirketler kuruyorlar, ticaret yapıyorlar. Böyle savaş dönemlerinde herkes ticaretini ikinci plana bırakıp, savaşın sonucuna bakıyor. Bir de geleceği belirsiz ve yayılma potansiyeli olan bir savaş ise, ister istemez yatırım konusunda çekinceli davranacaktır. Şuan böyle bir süreç yaşanıyor bölgede. “KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜM AŞAMASINDA BAŞLADI” *Bu savaşın siyasi açıdan yansıması nasıl olur sizce? Bu savaş tam da Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ile ilgili yeni ve kapsamlı bir yol haritasının oluşacağı bir süreçte başladı. Bunu görmek lazım, savaş; bu sürecin ne kadar gerekli olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Çünkü bu savaşın yayılma boyutunun çok güçlü olduğunun farkındayız. Onun için siyasi olarak, bence özellikle Kürtlerin ve Türklerin, kendi aralarındaki, işte Türkiye’de olsun Suriye’de olsun, Irak’ta olsun, aralarındaki sorunların bu büyük savaşın önüne geçebilecek güçte olduğu, eğer böyle bir barış sağlanmazsa, siyaseten hem Kürtlerin hem Türklerin, yaşadıkları coğrafyada sorun yaşayacağını herkes tarafından kabullenmesi, sürece önemli bir katkı katacaktır. Eğer biz kendi bölgemizde, kendi yaşadığımız insanlarla, soruna devam edersek; bu en fazla savaşan, savaş çıkarmak isteyen ülkelere yarar. Bugün İran’a baktığınız zaman İran’ın içindeki istihbarat eksikliği, İran’a yönelik yapılan operasyonlarda İranlı üst kademe asker, sivil bilim insanlarının öldürülmesinin temel nedenlerinden bir tanesi İran’ın kendi iç barışını sağlayamamasından kaynaklı. Bu Türkiye’ye önemli bir ders olmalı, siz kendi ülkenizde düşmanlık politikası izlerseniz, siz kendi insanınızı dışarıda savaşacağınız bir ülkeye karşı, kendi ülkenizin insanı gibi aidiyeti olan bir insan konumuna getiremezsiniz, bu istihbarat ister istemez dış ülkelere gider. Türkiye’nin bunu aşması gerekiyor. “İÇ BARIŞ SAĞLANIRSA BÖLGEYE DE GÜÇ VERİR” *Türkiye iç barışını sağlayamaz ise savaştan nasıl etkilenecek? Türkiye’de iç barışımızı doğru bir şekilde oluşturup, Suriye’deki ve Irak’taki Kürt kardeşlerimizle de doğru ve sorunları ortadan kaldıran politika oluşturursak, bana göre bu savaşa karşı oluşturulabilecek en büyük güçtür. Türkiye’nin bunu bir an önce sağlaması gerekiyor. Türkiye eğer iç barışını sağlar ise, bu hem bölgedeki savaşın bitmesine katkı olacaktır, hem de bu savaştan en az etkilenen konuma gelecek. Yani savaş, evet birçok kötülüğü barındırmakla birlikte böyle savaşlar, toplumlar ve ülkeler tarafından; geleceğin doğru kurgulanması anlamında bir fırsata dönüşebilir. Türkiye’de bence bugün gündem tamda bunların tartışıldığı bir gündem, yani biz eğer Kürtler ile barışmazsak, bu süreç yarın her şekilde Türkiye’yi de etkileyecek bir pozisyona gelebilir. Türkiye kamuoyunda, yöneticilerin dillerinde bu anlayış var, bu da, bu dediğimiz o birlikteliğe, süreci ve Kürtler ve Türkler arasındaki sorunların ortadan kaldırılmasını hızlandırır buda bölgeye göç verir, böyle bakmak lazım.
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın ülkeye, bölgeye ve kente yaşatacağı, siyasi ve ekonomik yansımalarını Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi.

Haber: Gülistan KORBAN RENÇBER

Diyarbakır’da ihracatın yüzde 60’ın komşu ülkelere yapıldığını ifade eden DTSO Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın kent ve bölge ekonomisini doğrudan etkilediğini söyledi. İki ülke arasındaki savaşın Türkiye’de Kürt sorununun çözümü aşamasında yaşandığına dikkat çeken Kaya, “Türkiye’de iç barışımızı doğru bir şekilde oluşturup, Suriye’deki ve Irak’taki Kürt kardeşlerimizle de doğru ve sorunları ortadan kaldıran politika oluşturursak, bana göre bu savaşa karşı oluşturulabilecek en büyük güçtür” dedi.

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, İran ve İsrail arasında yaşanan savaşın ülkeye, bölgeye ve kente yaşatacağı, siyasi ve ekonomik yansımaları Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi. Kaya’ya yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Dtso Başkanı Mehmet Kaya2

*Yaşanan savaş bölge ve kent ekonomisine zarar verir mi?

Savaşlar can kaybıdır, evet insanların ölmesi bizim için en büyük travmadır. Savaşın olmaması lazım, ama şunu da biliyoruz ki, bir yerde savaş yaşanıyorsa orada ekonomiden söz edemiyorsunuz, ekonomiyi geliştirmekten söz edemez hale geliyorsunuz. Yasaklar ve göç başlıyor, bu da ister istemez fabrikaların durmasına, ihracat rakamlarının düşmesine sebep oluyor, yeni ticaret kanallarının ve yeni ticari yatırımların yapılmasının önüne geçilmiş oluyor. Onun için savaştan en fazla etkilenen ekonomidir. Özellikle bölgesel ekonomi; yani İran’ın, Suriye’nin, Irak’ın ve Türkiye’nin kendi arasında yaptığı ticaretin durma noktasına gelmesi demektir. Dünya’ya petrol ihraç eden ülkelerin olduğu bölgeden bahsediyoruz, Dünyadaki petrol üretiminin nerdeyse yarısına yakını buradan gidiyor, petrolün çıkarılması, pazarlanması, ulaşımındaki sorunlar, en başta petrol fiyatlarına yansıyacaktır. Petrol fiyatının artması demek, ürettiğimiz her şeyin, hemen hemen her şeyin, üretim maliyetinin artması demek, bu da bölgede ister istemez üretim maliyetlerinin ve petrol fiyatlarının artması anlamına geliyor, bu durum bölge ticaretini, özellikle ihracatını ve Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkileyecek.

*Savaştan en fazla ekonomik zarar görecek sektör hangisi olur?

İşin ekonomik boyutuna bakacak olursak, bölge anlamında baktığımızda da tamda bunu söylemek istiyoruz. Bölge, bölge ülkeleri ile önemli bir ticaret kapısı olmasına rağmen, turizm de önemli bir paya sahiptir. Savaş en fazla turizme darbe vurur. Yani insanlar yaşadıkları yerlerden ayrılamazlar, turizm işlemi tamamen durma noktasına gelir, bu da bölgedeki ülkeler arasındaki ilişkiyi de minimize hale getiriyor. Sadece turizm derken, turistik ziyaretlerden bahsetmiyorum. Bunun sağlık turizminden tutun da, iş insanlarının gidip komşu ülkelerde, yeni ticaret kanalları araması, yeni partnerler aramasına kadar, bunlar da durma noktasına gelir.

“KENT İHRACATININ % 60’I KOMŞU ÜLKELERE YAPILIYOR”

*Savaş, İran ile ticaretimizi doğrudan etkiler mi?

İran’ın bizle çok büyük ticari ilişkileri yok. İran’a yönelik bir ambargo var, her türlü ürünü ithal etme şansımız yok, evet ihracat yapıyoruz, ama İran’dan belli ürünler alıyoruz. Ama en önemli gelirlerimizden bir tanesi de komşu ülke olma münasebetiyle önemli bir turizm gelirimiz var. Türkiye’nin hemen hemen tüm illerine dağılan bir turizm geliri var. Bölgemizde de İranlı bazı yatırımcıların gelip burada fabrika açmak ve buradan Dünya’ya yayılmak gibi çalışmalarının olduğunu biliyoruz. Tabi bu sadece İran’la sınırlı kalmayacak, Diyarbakır’ın ihracatına baktığımızda neredeyse yüzde 60’ını bölge ülkeleri oluşturuyor. Suriye, İran, Irak gibi ki bu gittikçe de artan bir rakam oluşturuyor. Bu yüzden ister istemez savaştan en fazla olumsuz etkilenen Diyarbakır başta olmak üzere bölge illeri olacak. Diyarbakır ticari gücü ve girişimcisi fazla olan bir kentimiz, bugün bize üye hem İranlı, hem Iraklı iş insanları var. Bizim iş insanlarımız gidip, İran’da, Irak’ta şirketler kuruyorlar, ticaret yapıyorlar. Böyle savaş dönemlerinde herkes ticaretini ikinci plana bırakıp, savaşın sonucuna bakıyor. Bir de geleceği belirsiz ve yayılma potansiyeli olan bir savaş ise, ister istemez yatırım konusunda çekinceli davranacaktır. Şuan böyle bir süreç yaşanıyor bölgede.

“KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜM AŞAMASINDA BAŞLADI”

*Bu savaşın siyasi açıdan yansıması nasıl olur sizce?

Bu savaş tam da Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ile ilgili yeni ve kapsamlı bir yol haritasının oluşacağı bir süreçte başladı. Bunu görmek lazım, savaş; bu sürecin ne kadar gerekli olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Çünkü bu savaşın yayılma boyutunun çok güçlü olduğunun farkındayız. Onun için siyasi olarak, bence özellikle Kürtlerin ve Türklerin, kendi aralarındaki, işte Türkiye’de olsun Suriye’de olsun, Irak’ta olsun, aralarındaki sorunların bu büyük savaşın önüne geçebilecek güçte olduğu, eğer böyle bir barış sağlanmazsa, siyaseten hem Kürtlerin hem Türklerin, yaşadıkları coğrafyada sorun yaşayacağını herkes tarafından kabullenmesi, sürece önemli bir katkı katacaktır. Eğer biz kendi bölgemizde, kendi yaşadığımız insanlarla, soruna devam edersek; bu en fazla savaşan, savaş çıkarmak isteyen ülkelere yarar. Bugün İran’a baktığınız zaman İran’ın içindeki istihbarat eksikliği, İran’a yönelik yapılan operasyonlarda İranlı üst kademe asker, sivil bilim insanlarının öldürülmesinin temel nedenlerinden bir tanesi İran’ın kendi iç barışını sağlayamamasından kaynaklı. Bu Türkiye’ye önemli bir ders olmalı, siz kendi ülkenizde düşmanlık politikası izlerseniz, siz kendi insanınızı dışarıda savaşacağınız bir ülkeye karşı, kendi ülkenizin insanı gibi aidiyeti olan bir insan konumuna getiremezsiniz, bu istihbarat ister istemez dış ülkelere gider. Türkiye’nin bunu aşması gerekiyor.

“İÇ BARIŞ SAĞLANIRSA BÖLGEYE DE GÜÇ VERİR”

*Türkiye iç barışını sağlayamaz ise savaştan nasıl etkilenecek?

Türkiye’de iç barışımızı doğru bir şekilde oluşturup, Suriye’deki ve Irak’taki Kürt kardeşlerimizle de doğru ve sorunları ortadan kaldıran politika oluşturursak, bana göre bu savaşa karşı oluşturulabilecek en büyük güçtür. Türkiye’nin bunu bir an önce sağlaması gerekiyor. Türkiye eğer iç barışını sağlar ise, bu hem bölgedeki savaşın bitmesine katkı olacaktır, hem de bu savaştan en az etkilenen konuma gelecek. Yani savaş, evet birçok kötülüğü barındırmakla birlikte böyle savaşlar, toplumlar ve ülkeler tarafından; geleceğin doğru kurgulanması anlamında bir fırsata dönüşebilir. Türkiye’de bence bugün gündem tamda bunların tartışıldığı bir gündem, yani biz eğer Kürtler ile barışmazsak, bu süreç yarın her şekilde Türkiye’yi de etkileyecek bir pozisyona gelebilir. Türkiye kamuoyunda, yöneticilerin dillerinde bu anlayış var, bu da, bu dediğimiz o birlikteliğe, süreci ve Kürtler ve Türkler arasındaki sorunların ortadan kaldırılmasını hızlandırır buda bölgeye göç verir, böyle bakmak lazım.

Diyarbakır HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.