Türkiye’nin güvenliği ve kamu düzeninin korunmasında kilit rol oynayan birinci sınıf emniyet müdürlerinin, havaalanlarında uygulanan VIP protokol listelerinde yer almamaları, sadece bireysel bir mağduriyet değil, aynı zamanda kurumsal bir saygı eksikliği ve güvenlik zafiyeti olarak değerlendirilmelidir. Devletin üst düzey kolluk yöneticileri olan bu isimler, yıllarını hizmete adamış, terörle mücadeleden, organize suçlara, asayişten, istihbarata kadar birçok alanda ağır sorumluluklar üstlenmiş kişilerdir. Onların bu konudaki mağduriyeti, yalnızca şahsi bir konfor meselesi değil, devlet ciddiyetinin bir yansımasıdır. Birinci sınıf emniyet müdürleri, sadece emniyet teşkilatının üst düzey yöneticileri değil, aynı zamanda bulundukları şehirlerde devletin adeta yaşayan bir yüzüdür. Vali yardımcıları, kaymakamlar, diğer güvenlik birimleri ve kamu kurumlarıyla koordineli çalışarak, hem güvenliği sağlarlar hem de devletin itibarını temsil ederler. Ancak bu derecede önemli bir konumda bulunan müdürlerin, havaalanlarında protokol dışında bırakılmaları, görevlerinin gerektirdiği saygının ve itibarın yansıtılmadığı bir tablo ortaya koymaktadır. Birçok emniyet müdürü görev gereği tehdit altında olabilir. Geçmişte terör örgütleri tarafından hedef alınan pek çok müdür, resmi görevleri sırasında veya sonrasında ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. Ancak VIP protokol listesinde yer almamaları, onların zaman zaman tek başlarına, korumasız ve herhangi bir güvenlik kolaylığı sağlanmadan seyahat etmeleri anlamına gelmektedir. Bu durum sadece bireyin değil, aynı zamanda devletin güvenliğinin de tehlikeye atılmasıdır. Emniyet teşkilatı, disiplin ve moral temelli bir kurumdur. Üst düzey yöneticilere gösterilen saygı ve kolaylıklar, teşkilatın genel moral yapısını da doğrudan etkiler. Yıllarını bu devlete hizmet etmeye adamış, gecesini gündüzüne katmış, pek çoğu aile hayatından fedakarlık etmiş bu kişilere tanınmayan protokol ayrıcalığı, görev aşkını ve bağlılığı olumsuz etkileyebilir. Birinci sınıf emniyet müdürleri, aldıkları sorumluluğun karşılığında devletin temel protokol olanaklarından mahrum bırakılmamalıdır. Bugün birçok kamu görevlisi, unvanı ve görev tanımı itibarıyla daha düşük sorumluluğa sahip olmasına rağmen VIP protokolden faydalanmaktadır. Bürokratik hiyerarşideki bu dengesizlik, hem kamuoyunda hem teşkilat içinde adalet algısının zedelenmesine yol açmaktadır. Devletin güvenlik mimarisini yöneten kişilerin, bu denli göz ardı edilmesi, sistemsel bir eksikliğin göstergesidir. Bu sorunun çözümü basittir; Birinci sınıf emniyet müdürleri, resmi protokol listelerine dahil edilmelidir. Bu sadece bir kolaylık değil, aynı zamanda hak ettikleri saygının ve güvenliğin sağlanmasıdır. Uygulamada bu tür düzenlemelerin yapılması, sadece emniyet teşkilatının değil, tüm kamu bürokrasisinin daha adil ve saygın bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayacaktır. Sonuç olarak, birinci sınıf emniyet müdürlerinin havaalanlarında VIP protokolünden yararlanamaması, devletin kendi yüksek görevli memurlarına yönelik bir eksikliği olarak görülmelidir. Bu sadece bireysel bir mağduriyet değil, güvenlik, saygınlık ve kamu düzeni açısından da önemli bir konudur. Emniyet müdürlerinin hak ettikleri protokol statüsüne kavuşturulmaları, devletin kendi kurumlarına duyduğu saygının da bir göstergesi olacaktır.