Bir ülkenin başkentinde günlerdir musluklardan tek damla su akmıyorsa, orada artık sıradan bir arızadan değil, büyük bir yönetim zafiyetinden söz etmek gerekir. Ankara’da bir haftadır yaşanan su kesintisi, kim ne derse desin Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın karnesine yazılan en ağır başarısızlıklardan biridir.
Gerekçe ne? Borular patlamış. Peki, soruyorum: Bu borular yeni mi patladı? Yıllardır kullanılan altyapı neden yenilenmedi, neden zamanında onarılmadı? Belediyecilik dediğimiz şey tam da bu değil midir?
Vatandaşa en temel hizmetleri kesintisiz sunmak, krizleri önceden öngörmek ve tedbir almaktır. Ankara’yı “çağdaş bir başkent” haline getirmekle övünenler, bugün milyonlarca vatandaşa adeta Kerbela hayatı yaşatıyor.
Mansur Yavaş, yedi yıldır görevde...Peki, geriye dönüp baktığımızda ortaya çıkan tablo ne?
Trafik: Her geçen gün daha da içinden çıkılmaz hale geliyor ve alternatif ulaşım projeleri yok, yeni vizyon yok.
Temizlik: Başkent sokakları, olması gerektiği kadar temiz değil ve parklar, kaldırımlar, çöp sorunu hala gündemde.
Su: Şimdi de bir haftadır susuzluk…Hem de Cumhuriyet’in 100 yıllık başkentinde!
Bir belediye başkanının asli görevi; vatandaşa musluktan temiz su akıtmak, şehri güvenli ve yaşanabilir hale getirmektir. Ama görüyoruz ki Mansur Yavaş, sürekli olarak “profilini düşük tutma” politikasına sarılıyor, hizmetten çok, imaj siyasetiyle meşgul oluyor.
Üstelik Cumhurbaşkanlığı için adı geçen bir isimden bahsediyoruz. Ankara’ya bir haftadır su veremeyen bir yönetim anlayışına Türkiye nasıl güvenebilir? Şunu net bir şekilde ifade etmek gerekir: Bir belediye başkanlığı bile hakkıyla yapılamazken, bu millet neden Cumhurbaşkanlığı gibi en yüksek görevi teslim etsin?
CHP belediyeciliği uzun süredir “sorunları çözmekten çok ertelemek” üzerine kurulu. İstanbul’da trafik keşmekeşi, İzmir’de altyapı felaketleri, Ankara’da ise şimdi susuzluk…Vatandaş artık bahane değil, çözüm istiyor. Ama görünen o ki Mansur Yavaş, ne çözüm üretebiliyor, ne de kriz yönetebiliyor.
Ankara halkı hizmeti hak ediyor. Başkentli, yaşadığı şehirle gurur duymak istiyor. Ama geldiğimiz noktada bırakın gururu, vatandaş musluktan damlayan birkaç damla suya hasret kalıyor. İşte bu manzara, Mansur Yavaş’ın yönetim anlayışının en net fotoğrafıdır.
Mansur Yavaş’ın su borularına sığınarak sorumluluktan kaçması mümkün değildir. Bu sadece bir “boru arızası” değil, bu bir vizyon ve yönetim arızasıdır!