Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en zorlu mücadelelerinden birini uzun yıllar boyunca terör belasıyla sürdürdü. Binlerce insanın hayatına mal olan, toplumsal huzuru sarsan ve ülkenin gelişimine ket vuran bu karanlık dönem, artık tarihe karışma noktasına geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kararlı ve stratejik çıkışıyla başlayan “Terörsüz Türkiye” süreci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle pekişti ve bugün tarihi bir eşiğe ulaştı.
PKK’nın kongreyi toplaması ve örgütü feshetmeye hazırlanması, bu sürecin en somut ve çarpıcı adımlarından biri olarak tarihe geçecek. DEM Parti’nin de sürecin geldiği noktayı olumlu karşılaması, toplumsal uzlaşının ne denli güçlü bir şekilde inşa edildiğini gözler önüne seriyor. Bu gelişme, yalnızca terörle mücadelenin değil, aynı zamanda toplumsal barışın, kardeşliğin ve yeniden inşa edilen milli birliğin zaferidir.
Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan, sürecin mimarları olarak tarihe not düşülecek. Türk siyasetinde farklı gelenekleri temsil etseler de ortak paydada buluşarak, milletin selameti için el ele verdiler. Bu birliktelik, “önce vatan” diyen herkesin umutlarını tazeledi. Bu kararlı yürüyüş, sadece terör örgütlerini değil, onların arkasındaki küresel senaryoları da boşa çıkardı.
Türkiye artık terörle anılmayacak bir ülke olma yolunda ilerliyor. Bu tarihi başarı, sadece güvenlik alanında değil; ekonomi, eğitim, turizm, yatırım ve uluslararası ilişkiler gibi tüm alanlara yansıyacak. Güneydoğu’dan Trakya’ya kadar her karış toprakta yatırım, huzur ve kalkınma konuşulacak. Terörsüz Türkiye; güçlü, özgüvenli ve geleceğe umutla bakan bir Türkiye demektir.
Bu süreç, sadece bir güvenlik politikası başarısı değildir. Aynı zamanda derin bir siyasi iradenin, toplumsal desteğin ve güçlü bir vizyonun ürünüdür. Devlet aklının ve millet iradesinin birleşmesiyle oluşan bu yeni dönemde, artık hiçbir dış mihrak Türkiye’nin önünü kesemeyecek.