Silvan’da 10 bin yıllık tarihe ışık tutacak bulgular ortaya çıkarıldı. Kaya mezarları, sarnıçlar, sur kalıntıları ve göl gibi eşsiz yapılar, ilçenin zengin arkeolojik mirasını gözler önüne serdi. Ancak hiçbir kazı çalışması yapılmadan gün yüzüne çıkan bu tarihi miras, henüz turizm potansiyeline dönüştürülmedi. Uzmanlar, Silvan’ın Çayönü Tepesi’ne benzerliğiyle Anadolu tarihinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayarak, bilimsel araştırmalar ve koruma çalışmalarının acilen başlatılması gerektiğini belirtiyor.
Silvan İlçesi, geçmişi M.Ö. 10 bin yılına kadar uzanan tarihi bir yerleşim yeri olarak keşfedildi. Ancak, şaşırtıcı bir şekilde bu zengin tarih hiçbir arkeolojik çalışma yapılmadan gün yüzüne çıkarıldı. Silvan'ın turizm potansiyeli oldukça yüksek ancak bu potansiyel henüz keşfedilmemiş durumda.
Son yapılan çalışmalar, ilçenin kaya mezarları, sarnıçlar, sur kalıntıları ve göl gibi benzersiz özelliklerinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu buluntular, bölgenin arkeolojik önemini ve tarihi zenginliğini gözler önüne sermektedir.
Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki Çayönü Tepesi gibi önemli bir yerleşim yerine benzerlik gösteren Silvan, tarihsel mirasını korumak ve turizm potansiyelini değerlendirmek adına daha fazla araştırma ve çalışma gerektirmektedir. Büyük kayaların içine oyulmuş sarnıçlar, el yapımı merdivenler, kaya mezarları ve yeraltı su sistemi gibi buluntular, bölgenin yerleşik hayata geçişini ve tarımın başlangıcını göstermektedir.
Göldeki balıkların sabah ve akşam saatlerindeki davranışları ise bölgenin doğal harikalarından sadece biri olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, dört köyü saran sur kalıntıları, bölgenin örgütlü bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir.
Bu keşif, sadece Silvan'ın değil Diyarbakır ve Anadolu tarihinin önemli bir parçası olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, bölgeye yapılacak bilimsel çalışmalarla tarihi ve kültürel mirasın korunması ve tanıtılması önem taşımaktadır.
Silvan: Dolgu Sistemiyle İnşa Edilen Tek Kale Şehrin Sessiz Çığlığı
Diyarbakır’ın kadim ilçesi Silvan… Dünyada dolgu sistemiyle inşa edilmiş tek kale şehri olma özelliğiyle tarihin en özgün mimari miraslarından birine sahip. M.Ö. 10 bin yılına kadar uzanan geçmişiyle Anadolu’nun kalbine mühür vurmuş bu şehir, bugün ise unutulmuşluğun ve ilgisizliğin kurbanı.
Kaya mezarları, sarnıçları, sur kalıntıları, el yapımı merdivenleri, yeraltı su sistemleri ve gölüyle bir açık hava müzesi adeta. Ama ne yazık ki, bir kazı yok, bir arkeolojik proje yok, bir koruma planı yok. Silvan’ın tarihî mirası, kaderine terk edilmiş durumda.
Silvan, turizm rotasına dahil edilerek, tarihi ve doğal güzelliklerinin daha geniş kitlelere tanıtılması gerekmektedir. Bu zenginlikler, sadece Silvan halkına değil, tüm dünya insanlığının ortak mirası olarak korunmalı ve değerlendirilmelidir. Silvan'ın tarihi ve kültürel zenginlikleri, turizm dünyasında hak ettiği yeri almalıdır.