28 Mayıs 2025’te yayımlanan atama kararıyla Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü görevine getirilen Sayın İrfan Tekin’e yeni görevinde başarılar diliyorum. Siirt’te yürüttüğü nitelikli çalışmalarla bölgenin kültür ve turizmine değerli katkılar sunan Tekin’in, Diyarbakır gibi çok katmanlı bir kentin sorumluluğunu üstlenmiş olması, yeni bir başlangıç anlamı taşımaktadır. Ancak bu yeni dönemde, yıllardır ötelenen bir gerçeğe dikkat çekmek istiyorum: Silvan artık görmezden gelinmemeli.
Tarih bir milletin hafızasıdır. O hafızanın en kadim sayfalarından biri de Silvan’dır. Ne yazık ki bu eşsiz ilçe, Diyarbakır’ın gölgesinde kalmış; tanıtımda, yatırımda, korumada hak ettiği yeri bir türlü bulamamıştır. Oysa Silvan, yalnızca bölgesel değil evrensel bir kültürel miras taşıyor.
Bakın, Silvan deyince akla sadece bir ilçe değil, bir açık hava müzesi geliyor:
- Malabadi Köprüsü, 12. yüzyılda Artuklular tarafından inşa edilmiş, mühendislik harikası taş kemerli yapısıyla yalnız Türkiye’nin değil, dünyanın dikkatini çekecek değerdedir.
- Hasuni Mağaraları, dünyanın bilinen ilk çok katlı yerleşim sistemlerinden biridir. Orta Çağ'ın “apartman sistemi” olarak tanımlanan bu yapılar, Silvan’ı arkeolojik anlamda eşsiz kılar.
- Kırık Minare, halk arasında “Türkiye’nin Eyfel Kulesi” olarak anılır. Zamana direnen bu siluet, bölgenin en dikkat çekici sembollerindendir.
- Selahaddin Eyyubi Camii, sadece bir ibadethane değil, İslam tarihinin en büyük komutanlarından birinin adını taşıyan, derin bir kültürel anlam barındıran anıtsal bir yapıdır.
- Silvan Kalesi Surları, dünyada dolgu sistemiyle yapılmış ender örneklerden biridir. Yaklaşık 2.000 yıllık geçmişiyle hâlâ ayakta duran bu surlar, Diyarbakır surları kadar görkemlidir.
- Boşat Kalesi, bölgenin stratejik tarihini anlamak açısından önemli bir askeri yapı olarak karşımıza çıkar.
- Tarihi konaklar, Silvan’ın sivil mimarisine ve kültürel belleğine ışık tutan sessiz tanıklardır. Bu konaklar restore edilip turizme kazandırılırsa, kent belleğinin diri kalması sağlanacaktır.
İşte tüm bu kültürel miras, ne yazık ki günümüzde yeterince tanıtılamamış, koruma çalışmaları eksik kalmış, turizm rotalarına dâhil edilememiştir. Oysa Silvan, yalnızca tarihçilerin, arkeologların değil; gezginlerin, sanatçıların, öğrencilerin ve dünyanın dikkatini çekecek bir kültürel hazineye sahiptir.
Sayın İrfan Tekin, yeni görevinizde bölgesel dengeleri gözeterek, Silvan’a hak ettiği ilgiyi göstereceğinizden hiç şüphem yok. Bugün Diyarbakır merkez ve çevre ilçelerde yürütülen tanıtım, bakım, restorasyon ve festivallerin benzerleri neden Silvan’da yapılmasın? Neden Silvan, Mezopotamya’nın yükselen turizm yıldızı olmasın?
Kültür ve turizm birleştirici güçtür. Bu topraklarda geçmişin sesini duymak, geleceğe miras bırakmak için hepimize büyük görev düşüyor. Silvan, bu çağrıyı yıllardır yapıyor. Artık o çağrıya kulak verme zamanı.
Saygılarımla,