Volkan ESER
Köşe Yazarı
Volkan ESER
 

LİNET’E AÇIK MEKTUP!

Sanatçılar, toplumun nabzını tutan, sesi olan, acıyı estetikle duyurabilen kişilerdir. Bu yüzden halktan gelen tepkiler, özellikle de Linet gibi kamuya açık yaşam süren ve İsrail ile bağı bilinen isimlere yöneldiğinde, bu sadece bir protesto değil; vicdanın haykırışıdır. Gazze’de yaşanan vahşeti tek cümleyle bile olsun kınamayan bir sanatçı, halkın kalbinde yer edemez. Toplumun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, çocuk katliamına sessiz kalan bir sanatçının sahneye çıkmak istemesi elbette tepkisiz kalmayacaktır. Üstelik bu tepkiler, demokratik bir hak olan protesto çerçevesinde kaldığı sürece son derece meşrudur. Zira halk, vicdanını ve öfkesini şiddete başvurmadan da ifade edebilir ve etmelidir. Gazze… Yıllardır ablukada yaşayan, her bombalanışında insanlığın sustuğu, her çığlığında dünyanın kulaklarını kapattığı mazlum bir coğrafya. İsrail’in yıllardır süren sistematik işgal politikası, yıkımlar, ölümler, çocuk cesetleri, yerle bir edilen hastaneler, camiler, okullar… Ve tüm bunlara rağmen bir türlü yükselmeyen sesler… Özellikle de bu acılara ses olması beklenen sanat dünyasının kimi isimlerinin utanç verici sessizliği… İsrail’in Filistin halkına karşı uyguladığı şiddet artık sadece bir işgal değil, sistematik bir soykırımdır. Uluslararası hukuk, sivillere yönelik saldırıları, aç bırakmayı, zorla yerinden etmeyi ve kitlesel ölümleri savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak tanımlar. Bugün Gazze’de olan tam da budur. On binlerce çocuk, kadın, yaşlı demeden yok edilen bir halk… Bu bir savaş değil; bu, silahsız bir halkın yok edilmesidir. Ve bu yok oluş karşısında susan herkes, bu vahşetin bir parçası haline gelir. Mevlana der ki: “Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır.” Bugün Gazze’de olanları görmezden gelen herkes bu sözün muhatabıdır. İnsanlık, sadece bedensel varlıkla değil; adalet, merhamet ve vicdan ile anlam kazanır. Bu değerleri yitiren bir sanatçının, halkın gözünde bir sanat değeri taşıması da imkansız hale gelir. Sanatçılar, magazinsel konulara gelince sesini yükselten, sosyal medyada gündeme gelen her konuda açıklama yapan kişiler olarak; Filistin’deki vahşete gelince “tarafsızlık” adı altında susmayı seçmemelidir. Bu suskunluk, tarafsızlık değil, zalimden yana olmaktır. Bugün artık dünyanın her yerinde İsrail’in uyguladığı sistematik işgale karşı büyük tepkiler yükseliyor. Üniversitelerden sokaklara, sivil toplumdan sanatçılara kadar birçok kesim sesini çıkarıyor. Bu, sadece Filistin için değil; insanlık için verilen bir mücadeledir. Bu noktada özellikle İsrail’e açık ya da dolaylı destek veren ya da suskun kalan herkes, en az işgalin sorumluları kadar tarih önünde hesap verecektir. Bu sadece bir Filistin-İsrail meselesi değil; bu bir zulüm ve adalet, vicdan ve zalim, hakikat ve ikiyüzlülük meselesidir. Sanatçılar da, aydınlar da, toplumun her kesimi de bu sorumlulukla hareket etmeli, adaletin ve mazlumun yanında yer almalıdır. Bugün Gazze yanıyor, çocuklar ölüyor, anneler evlatlarının cesetlerini topluyor. Ve tüm bunlara karşı sessiz kalanlar, sadece insanlıktan değil; ahlaktan, vicdandan ve şereften de uzaklaşır. Halkın protestosu, bu sessizliğe karşı bir uyarıdır. Şiddet içermeyen her demokratik tepki, bir halkın sağduyusunun tezahürüdür. İsrail’in Gazze’deki vahşetini, onu destekleyenleri ve bu vahşete sessiz kalan herkesi lanetliyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki; “Bir zulmü alkışlamayan, bir zalimi sevmeyen milyonlar hala var.”
Ekleme Tarihi: 20 May 2025 - Tuesday
Volkan ESER

LİNET’E AÇIK MEKTUP!

Sanatçılar, toplumun nabzını tutan, sesi olan, acıyı estetikle duyurabilen kişilerdir. Bu yüzden halktan gelen tepkiler, özellikle de Linet gibi kamuya açık yaşam süren ve İsrail ile bağı bilinen isimlere yöneldiğinde, bu sadece bir protesto değil; vicdanın haykırışıdır. Gazze’de yaşanan vahşeti tek cümleyle bile olsun kınamayan bir sanatçı, halkın kalbinde yer edemez.

Toplumun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, çocuk katliamına sessiz kalan bir sanatçının sahneye çıkmak istemesi elbette tepkisiz kalmayacaktır. Üstelik bu tepkiler, demokratik bir hak olan protesto çerçevesinde kaldığı sürece son derece meşrudur. Zira halk, vicdanını ve öfkesini şiddete başvurmadan da ifade edebilir ve etmelidir.

Gazze… Yıllardır ablukada yaşayan, her bombalanışında insanlığın sustuğu, her çığlığında dünyanın kulaklarını kapattığı mazlum bir coğrafya. İsrail’in yıllardır süren sistematik işgal politikası, yıkımlar, ölümler, çocuk cesetleri, yerle bir edilen hastaneler, camiler, okullar… Ve tüm bunlara rağmen bir türlü yükselmeyen sesler… Özellikle de bu acılara ses olması beklenen sanat dünyasının kimi isimlerinin utanç verici sessizliği…

İsrail’in Filistin halkına karşı uyguladığı şiddet artık sadece bir işgal değil, sistematik bir soykırımdır. Uluslararası hukuk, sivillere yönelik saldırıları, aç bırakmayı, zorla yerinden etmeyi ve kitlesel ölümleri savaş suçu ve insanlığa karşı suç olarak tanımlar. Bugün Gazze’de olan tam da budur. On binlerce çocuk, kadın, yaşlı demeden yok edilen bir halk… Bu bir savaş değil; bu, silahsız bir halkın yok edilmesidir. Ve bu yok oluş karşısında susan herkes, bu vahşetin bir parçası haline gelir.

Mevlana der ki:

“Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır.”

Bugün Gazze’de olanları görmezden gelen herkes bu sözün muhatabıdır. İnsanlık, sadece bedensel varlıkla değil; adalet, merhamet ve vicdan ile anlam kazanır. Bu değerleri yitiren bir sanatçının, halkın gözünde bir sanat değeri taşıması da imkansız hale gelir.

Sanatçılar, magazinsel konulara gelince sesini yükselten, sosyal medyada gündeme gelen her konuda açıklama yapan kişiler olarak; Filistin’deki vahşete gelince “tarafsızlık” adı altında susmayı seçmemelidir. Bu suskunluk, tarafsızlık değil, zalimden yana olmaktır.

Bugün artık dünyanın her yerinde İsrail’in uyguladığı sistematik işgale karşı büyük tepkiler yükseliyor. Üniversitelerden sokaklara, sivil toplumdan sanatçılara kadar birçok kesim sesini çıkarıyor. Bu, sadece Filistin için değil; insanlık için verilen bir mücadeledir. Bu noktada özellikle İsrail’e açık ya da dolaylı destek veren ya da suskun kalan herkes, en az işgalin sorumluları kadar tarih önünde hesap verecektir.

Bu sadece bir Filistin-İsrail meselesi değil; bu bir zulüm ve adalet, vicdan ve zalim, hakikat ve ikiyüzlülük meselesidir. Sanatçılar da, aydınlar da, toplumun her kesimi de bu sorumlulukla hareket etmeli, adaletin ve mazlumun yanında yer almalıdır.

Bugün Gazze yanıyor, çocuklar ölüyor, anneler evlatlarının cesetlerini topluyor. Ve tüm bunlara karşı sessiz kalanlar, sadece insanlıktan değil; ahlaktan, vicdandan ve şereften de uzaklaşır. Halkın protestosu, bu sessizliğe karşı bir uyarıdır. Şiddet içermeyen her demokratik tepki, bir halkın sağduyusunun tezahürüdür.

İsrail’in Gazze’deki vahşetini, onu destekleyenleri ve bu vahşete sessiz kalan herkesi lanetliyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki;

“Bir zulmü alkışlamayan, bir zalimi sevmeyen milyonlar hala var.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.