İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

200 Bin Liraya Bir Baba ve Evladı Yakılır mı?

Diyarbakır’da yaşanan bir baba-oğul cinayeti hepimizin yüreğini paramparça etti. İnsan hayatının bu kadar ucuzladığı, paranın cana tercih edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Kolonyayla ateşe verilmiş bir araçta, yan yana duran iki cansız beden... Biri baba, biri henüz 15 yaşında bir çocuk... Remzi Sati ve oğlu Muhammed Sati, 19 Mayıs sabahı bu dünyadan vahşice koparıldılar. Biz bu vahşeti sadece haberlerde okumadık; içimize gömdük. Vicdanımızda derin yaralar açıldı. Failin iddiasına göre bu cinayetin gerekçesi 200 bin TL’lik bir alacak-verecek meselesiymiş. Ne oldu bize? Hangi para, hangi borç, hangi hırs, bir çocuğun canından, bir babanın hayatından daha kıymetli olabilir? Üstelik suçun üzerini örtmek için planlanmış bir yakma, iz bırakmama çabası… Ama unuttukları bir şey vardı: Vicdan yanmaz. Gerçek yanmaz. Adalet, er ya da geç, gelir ve kapıyı çalar. Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), titizlikle yürüttüğü çalışmada yalnızca 4 günde bu karanlık dosyayı aydınlattı. 735 saatlik kamera kaydı tarandı. Şüphelilerin telefonlarını uçak moduna alarak sinyal bırakmamaya çalışmaları bile planlı bir vahşetin deliliydi. Zanlı A.M.İ’nin kendi silahıyla cinayeti işlediğini ve ardından benzin ile aracı yaktığını itiraf etmesi, olayın soğukkanlılıkla işlendiğini gösteriyor. Diğer şüphelilerin de yardımıyla işlenen bu cinayet, insanlık dışı bir suç olarak tarihe geçmiştir. Bu olayda yalnızca bir baba ve oğlu değil, bir toplumun vicdanı da kurban edilmiştir. Bu bir cinayetten öte; değerlerimize, insanlığımıza, kardeşliğimize karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Yarın bir başka sokakta, bir başka evde, bir başka çocuğun başına gelmeyeceğinin garantisi yok. O yüzden susmamalıyız. Bu olaya ‘alacak-verecek’ meselesi deyip geçemeyiz. Bu, bir çocuğun göz göre göre katledilmesidir. Bu, insan hayatının parayla ölçüldüğü karanlık bir zihniyetin ürünüdür. Yüreği yanan sadece aile değil. Toplum olarak hepimiz yandık. Çünkü bu topraklarda çocuklara kıyılmaz. Baba evladıyla birlikte toprağa gömülmez. Birileri birilerine "gel konuşalım" deyip pusu kurmaz. Bu, kültürümüze, insanlığımıza, dinimize, töremize de aykırıdır. Dileğimiz ve çağrımız şudur: Bu tür cinayetler karşısında adalet en hızlı şekilde yerini bulmalı. Failler en ağır cezayı almalı. Ve en önemlisi; toplum olarak bu olayları unutmamalı, unutturmamalıyız. Çünkü bir daha yaşanmasın istiyoruz. Çünkü 200 bin lira için değil, 200 milyon lira için bile bir çocuğun canı alınamaz! Bu cinayet sadece iki insanı değil, insanlığı hedef aldı. O yüzden bu davada sadece bir savcılık değil, toplumun tamamı müdahildir. Yarın bir başka Remzi, bir başka Muhammed yanmasın diye…
Ekleme Tarihi: 26 May 2025 - Monday
İhsan Yılmaz

200 Bin Liraya Bir Baba ve Evladı Yakılır mı?

Diyarbakır’da yaşanan bir baba-oğul cinayeti hepimizin yüreğini paramparça etti. İnsan hayatının bu kadar ucuzladığı, paranın cana tercih edildiği bir dönemi yaşıyoruz. Kolonyayla ateşe verilmiş bir araçta, yan yana duran iki cansız beden... Biri baba, biri henüz 15 yaşında bir çocuk... Remzi Sati ve oğlu Muhammed Sati, 19 Mayıs sabahı bu dünyadan vahşice koparıldılar. Biz bu vahşeti sadece haberlerde okumadık; içimize gömdük. Vicdanımızda derin yaralar açıldı.

Failin iddiasına göre bu cinayetin gerekçesi 200 bin TL’lik bir alacak-verecek meselesiymiş. Ne oldu bize? Hangi para, hangi borç, hangi hırs, bir çocuğun canından, bir babanın hayatından daha kıymetli olabilir? Üstelik suçun üzerini örtmek için planlanmış bir yakma, iz bırakmama çabası… Ama unuttukları bir şey vardı: Vicdan yanmaz. Gerçek yanmaz. Adalet, er ya da geç, gelir ve kapıyı çalar.

Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT), titizlikle yürüttüğü çalışmada yalnızca 4 günde bu karanlık dosyayı aydınlattı. 735 saatlik kamera kaydı tarandı. Şüphelilerin telefonlarını uçak moduna alarak sinyal bırakmamaya çalışmaları bile planlı bir vahşetin deliliydi. Zanlı A.M.İ’nin kendi silahıyla cinayeti işlediğini ve ardından benzin ile aracı yaktığını itiraf etmesi, olayın soğukkanlılıkla işlendiğini gösteriyor. Diğer şüphelilerin de yardımıyla işlenen bu cinayet, insanlık dışı bir suç olarak tarihe geçmiştir.

Bu olayda yalnızca bir baba ve oğlu değil, bir toplumun vicdanı da kurban edilmiştir. Bu bir cinayetten öte; değerlerimize, insanlığımıza, kardeşliğimize karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Yarın bir başka sokakta, bir başka evde, bir başka çocuğun başına gelmeyeceğinin garantisi yok. O yüzden susmamalıyız. Bu olaya ‘alacak-verecek’ meselesi deyip geçemeyiz. Bu, bir çocuğun göz göre göre katledilmesidir. Bu, insan hayatının parayla ölçüldüğü karanlık bir zihniyetin ürünüdür.

Yüreği yanan sadece aile değil. Toplum olarak hepimiz yandık. Çünkü bu topraklarda çocuklara kıyılmaz. Baba evladıyla birlikte toprağa gömülmez. Birileri birilerine "gel konuşalım" deyip pusu kurmaz. Bu, kültürümüze, insanlığımıza, dinimize, töremize de aykırıdır.

Dileğimiz ve çağrımız şudur: Bu tür cinayetler karşısında adalet en hızlı şekilde yerini bulmalı. Failler en ağır cezayı almalı. Ve en önemlisi; toplum olarak bu olayları unutmamalı, unutturmamalıyız. Çünkü bir daha yaşanmasın istiyoruz. Çünkü 200 bin lira için değil, 200 milyon lira için bile bir çocuğun canı alınamaz!

Bu cinayet sadece iki insanı değil, insanlığı hedef aldı. O yüzden bu davada sadece bir savcılık değil, toplumun tamamı müdahildir.

Yarın bir başka Remzi, bir başka Muhammed yanmasın diye…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.