Her yaz mevsimiyle birlikte ciğerlerimizi yakan orman yangınları yeniden gündemimize oturuyor. Giderek artan sıcaklıklar, ihmaller ve bazı yerlerde kasti yakmalar, özellikle çam ormanlarını bir kıvılcımın pençesinde kül etmeye yetiyor. Peki hiç düşündük mü, neden bu kadar çok çam ağacı var? Neden meyve ağaçları değil de yanmaya en elverişli, reçinesiyle adeta yangına davetiye çıkaran çam türleri tercih ediliyor?
“Çam Sevdası” Nereden Geliyor?
Çam ağacı, hızlı büyür, gövdesi düzgündür, bakımı görece kolaydır. Bu yüzden geçmişte birçok yerde “yeşillendirme politikası” adı altında dikilmiştir. Ancak çam ağacı, özellikle Akdeniz iklim kuşağında, yaz aylarında büyük bir risk oluşturur. Çünkü:
Reçinesi aşırı yanıcıdır.
Kurumuş iğne yaprakları yangının yayılmasını hızlandırır.
Sık dikim yapıldığında yangın bir ağaçtan diğerine anında sıçrar.
Bu özellikleriyle çam ormanları, deyim yerindeyse yangın bombası gibidir.
Meyve ağaçları — zeytin, ceviz, badem, kestane, incir, dut ve daha niceleri — sadece orman yangınlarına karşı daha dirençli değil, aynı zamanda insana doğrudan fayda sağlayan canlılardır.
Toprağa derin kök salar, erozyonu önler.
Gövde ve yapısı itibariyle kolay yanmaz.
En önemlisi: meyve verir, insanı doyurur.
Arıcılığı destekler, biyoçeşitliliğe katkı sunar.
Gölgesiyle serinlik, çiçeğiyle umut verir.
Neden dağlarımızda, ovalarımızda daha fazla meyve ağacı olmasın? Neden kestane ağaçlarıyla dolu ormanlarımız olmasın? Çocuklar dut yesin, köylü ceviz toplasın, arıcı balını üretsin… Bu kadar fayda sağlayan bir ağaç düzenine geçmek bu kadar zor olmamalı.
Yangınların Önüne Böyle Geçilir
Bugünlerde herkes “Neden bu kadar çok yangın çıkıyor?” diye soruyor. Cevap basit: Doğru orman politikası yok.
Sadece ağaç dikmek değil, hangi ağacı diktiğimiz de hayati öneme sahip.
Karma orman yapısı oluşturulmalı.
Çam ormanlarının arasına meyve ve geniş yapraklı ağaçlar dikilmeli.
Her köyün etrafı, kestane, ceviz, dut, zeytin gibi ağaçlarla donatılmalı.
Belediye ve orman müdürlükleri, halkla birlikte fidan dikim kampanyaları yapmalı.
Her okulun bir meyve ormanı olmalı.
Bir Çağ Ağacının Gölgesinden Ne Bekliyoruz?
“Çağ ağacı” diye bilinen çam ve benzeri türlerin orman yangınlarında kolaylıkla alev aldığını herkes biliyor. O halde neden ısrarla bu ağaçları dikiyoruz? İnsana doğrudan fayda sağlamayan, yangında büyük risk oluşturan ağaçların yerine, neden meyve ağaçlarıyla bir yeşil gelecek kurmayalım?
Gelin, birlikte düşünelim:
Çocuklarımız meyve ağaçlarının altında oynasın…
Yaşlılarımız gölgesinde oturup meyvesini yesin…
Doğa yansın değil, yaşasın!
Meyvesi olmayan bir ağaçtan bize ne fayda? Toprakla barış, doğayla uyum istiyorsak; artık çam değil, meyve ağacı dikmenin vakti çoktan geldi.