Eskiden sokakta pusu kuran hırsızdan korkardık, şimdi cep telefonunun ekranından içeri sızan sahte gülüşlerden korkar olduk. İnsanlık, teknolojiyle birlikte büyük bir medeniyet sıçraması yaptı belki ama aynı hızla, hatta daha da derinlemesine bir ahlaki çöküşe yuvarlanıyor. Sanal dünya, gerçek niyetlerin maskelendiği, duyguların sömürüldüğü yeni bir suç mahalline dönüşmüş durumda. Son zamanlarda artan “görüntülü şantaj” vakaları, bu çöküşün en karanlık örneklerinden biri. Tanımadığınız birinin sosyal medyada attığı sıcak bir mesajla başlayan diyaloglar, kısa sürede duygusal yakınlığa ve ardından mahrem görüntülerin paylaşımına dönüşüyor. Bu tuzağın finalinde ise kurbanı bekleyen tek şey, çaresizlikle yoğrulmuş bir şantaj kabusu oluyor. Antalya’da yaşayan ve ismini vermek istemeyen bir vatandaşın başına gelenler, yalnızca bir örnek. Sosyal medyada tanıştığı bir kadınla girdiği görüntülü konuşmalar sırasında banyoda çıplak haldeyken kaydedilen görüntüler, birkaç gün içinde tehdit mesajlarına dönüştü. “Ya para gönder ya da bu görüntüler ailene ve arkadaşlarına gider” cümlesi, sadece bir tehdit değil, bir insanın psikolojisini alt üst eden, itibarı yerle bir eden karanlık bir senaryo. Bu suçlar öyle sıradan değil. Planlı, profesyonelce kurgulanmış ve teknolojinin tüm imkânları kullanılarak yürütülen organize işler. Ve en acısı, hedef alınanlar çoğunlukla gençler. Hayatın duygusal safhalarında deneyimsiz, güven duygusunu kolayca geliştiren ve “beni gerçekten seviyor olabilir” inancıyla hareket eden genç bireyler… Ardından gelen korku, utanç, sessizlik ve ne yazık ki bazen telafisi olmayan kayıplar. Bilişim uzmanları her fırsatta uyarıyor: Mahremiyetinizi koruyun! Tanımadığınız insanlarla görüntülü konuşmalar yaparken temkinli olun. Sosyal medya, duyguların değil, stratejilerin sahnesi oldu artık. Masumiyetin, merakın ve yalnızlığın, dolandırıcının ekmeğine yağ sürdüğü bir dönemde yaşıyoruz. Artık güvenmek lüks, şüphe ise bir tür kişisel güvenlik önlemi haline geldi. Peki, ne yapılmalı? Her şeyden önce böyle bir durumla karşılaştığınızda paniğe kapılmayın ve kesinlikle ödeme yapmayın. Hemen Emniyet Müdürlüğü’nün Bilişim Suçları Birimi’ne başvurun. Sosyal medya hesaplarınızın güvenlik ayarlarını gözden geçirin. İki aşamalı doğrulama sistemlerini kullanın. En önemlisi de çocuklarınızı ve gençleri bu konularda bilinçlendirin. Dijital dünyanın cazibesi karşısında savunmasız kalmak, sadece teknoloji bilgisiyle değil, vicdanla, sağduyuyla, farkındalıkla aşılabilecek bir sınav. Ve unutmayın, bir tuzağa düşmek bazen tek bir "merhaba" ile başlar...