İhsan Yılmaz
Köşe Yazarı
İhsan Yılmaz
 

Gelenek mi? Hastalık mı?

Her bayram olduğu gibi bu bayramda da büyük küçük herkes bayramlıklarını almak için alışverişlere gidiyor. Hemen hemen hepimiz bayramda ne giyeceğimizi ya da hangi mağazadan ne alacağımızı belirlemeye başladık bile. Ancak bu noktada atlanmaması gereken önemli bir konu; bu alışverişleri gerçekten bayram geleneği olarak mı yapıyoruz? yoksa  alışkanlık olduğu için mi ?   Özellikle bayramlarda ve özel günlerde nükseden alışveriş hastalığını uzmanlar; ‘Ramazan bayramında diğer bayram ve özel günlerde olduğu gibi bayram öncesi alışveriş yapmanın kültürümüzün, geleneklerimizin bir parçası olduğunun altını çiziyorlar.  Uzmanlar, “Burada amaç, bayram gibi içinde sıcaklık ve coşku barındıran bir günde; o günün kutsallığına ve bu duyguyu paylaştığımız insanlara duyulan saygı ve sevgiyi göstererek manevi duyguları okşamaktır. Aksi halde amaçtan sapmış oluruz. Bayram öncesi yapılan alışverişin dozunu iyi tutturmalıyız, ihtiyaç dışı birçok şeye sahip olma arzumuz kurban bayramıyla örtüşen bir yapıda değildir. Kurban bayramı öncesi ihtiyaçlar iyi belirlenmeli, eksiklikler tamamlanmaya çalışılmalıdır. Ancak tüm bunları yaparken, bunun bayram gününe özgü bir saygı ve sevgiden kaynaklanan ‘temiz, düzenli görünme’ amacı taşıması gerektiğini unutmamak gerekir. Bayram geleneğinin dışında davranışlar gösterdiğinizi hissediyorsanız, örneğin ihtiyacınız olmadığı halde birçok şeyi satın almak istiyorsanız, indirimlere kanıp kredi kartlarına borçlanıyorsanız ve bu davranış karşısında kontrolünüzü yitirdiğinizi hissediyorsanız alışveriş hastalığınız (kompülsif satın alma) olabilir. Bu noktada bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin’ açıklamasında bulundu.   Alışveriş Hastalığı (Kompulsif Satın Alma) Nedir?   Alışveriş hastalığı olan kişi, alışveriş öncesinde inanılmaz bir istek ve mutluluk yaşarken; alışverişin ardından suçluluk ve üzüntüye bürünür. Sonra, yaşadığı bu gerilimi azaltmak için yine çözümü alışverişte bulur. Bu döngü normalden sapmış bir şekilde devam eder. Burada kontrol edilemez bir ihtiyaç dışı satın alma söz konusudur.   Bu hastalık daha çok kimlerde görülür?   Daha çok yüksek sosyoekonomik düzeydeki ailelerde; yani çocuklarının isteklerini, tüm ihtiyaçlarını maddiyatla karşılayabileceğine inanan ailelerin çocuklarında bu hastalık daha fazla görülür. Anne babalar çocuklarına doyurucu bir iletişim sağlayamadıklarından aradaki bu boşluğu parayla satın aldıkları şeylerle doldurmaya çalışırlar. Hastalığın ortalama başlangıcı 17-30 yaş arasındadır ve kadınlarda daha sık görülür.   Bayram alışverişi esnaf için sıradan bir günden kötü geçiyor Güneydoğu bölgesinde esnaf içi bayram öncesi, durum sıradan bir günden daha kötü geçerken, yurttaş ise elindeki parayla ancak çocuklarına bir şey alabiliyor. Bayram hazırlığını ve soka telaşıyla başlayan alış-veriş, her sokak, caddede giyimden, şekere, temel ihtiyaç malzemelerine kadar her şey kaldırımlara dökülmüş durumda. Esnaf için durum sıradan bir günden daha kötü geçerken, yurttaş ise elindeki parayla ancak çocuklarının mutlu olması çabasında.  Esas olan çocukların bayramı bayram gibi yaşaması olmalı. Her birimiz bir başkasının çocuğunun mutluluğu kadar bayramı gelenekleri yaşatabiliriz. Bunun için de klasik alışkanlıkların fetişizmi yerine ihtiyaç temelli dayanışma esasıyla bayramın herkese bayram olabilmesi için çabalamaktır. Diye düşünüyorum. Herkese iyi bayramlar dilerim. Dayanışma ile kalın…
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2023 - Perşembe
İhsan Yılmaz

Gelenek mi? Hastalık mı?

Her bayram olduğu gibi bu bayramda da büyük küçük herkes bayramlıklarını almak için alışverişlere gidiyor. Hemen hemen hepimiz bayramda ne giyeceğimizi ya da hangi mağazadan ne alacağımızı belirlemeye başladık bile. Ancak bu noktada atlanmaması gereken önemli bir konu; bu alışverişleri gerçekten bayram geleneği olarak mı yapıyoruz? yoksa  alışkanlık olduğu için mi ?

 

Özellikle bayramlarda ve özel günlerde nükseden alışveriş hastalığını uzmanlar; ‘Ramazan bayramında diğer bayram ve özel günlerde olduğu gibi bayram öncesi alışveriş yapmanın kültürümüzün, geleneklerimizin bir parçası olduğunun altını çiziyorlar. 

Uzmanlar, “Burada amaç, bayram gibi içinde sıcaklık ve coşku barındıran bir günde; o günün kutsallığına ve bu duyguyu paylaştığımız insanlara duyulan saygı ve sevgiyi göstererek manevi duyguları okşamaktır. Aksi halde amaçtan sapmış oluruz. Bayram öncesi yapılan alışverişin dozunu iyi tutturmalıyız, ihtiyaç dışı birçok şeye sahip olma arzumuz kurban bayramıyla örtüşen bir yapıda değildir. Kurban bayramı öncesi ihtiyaçlar iyi belirlenmeli, eksiklikler tamamlanmaya çalışılmalıdır. Ancak tüm bunları yaparken, bunun bayram gününe özgü bir saygı ve sevgiden kaynaklanan ‘temiz, düzenli görünme’ amacı taşıması gerektiğini unutmamak gerekir. Bayram geleneğinin dışında davranışlar gösterdiğinizi hissediyorsanız, örneğin ihtiyacınız olmadığı halde birçok şeyi satın almak istiyorsanız, indirimlere kanıp kredi kartlarına borçlanıyorsanız ve bu davranış karşısında kontrolünüzü yitirdiğinizi hissediyorsanız alışveriş hastalığınız (kompülsif satın alma) olabilir. Bu noktada bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin’ açıklamasında bulundu.

 

Alışveriş Hastalığı (Kompulsif Satın Alma) Nedir?

 

Alışveriş hastalığı olan kişi, alışveriş öncesinde inanılmaz bir istek ve mutluluk yaşarken; alışverişin ardından suçluluk ve üzüntüye bürünür. Sonra, yaşadığı bu gerilimi azaltmak için yine çözümü alışverişte bulur. Bu döngü normalden sapmış bir şekilde devam eder. Burada kontrol edilemez bir ihtiyaç dışı satın alma söz konusudur.

 

Bu hastalık daha çok kimlerde görülür?

 

Daha çok yüksek sosyoekonomik düzeydeki ailelerde; yani çocuklarının isteklerini, tüm ihtiyaçlarını maddiyatla karşılayabileceğine inanan ailelerin çocuklarında bu hastalık daha fazla görülür. Anne babalar çocuklarına doyurucu bir iletişim sağlayamadıklarından aradaki bu boşluğu parayla satın aldıkları şeylerle doldurmaya çalışırlar. Hastalığın ortalama başlangıcı 17-30 yaş arasındadır ve kadınlarda daha sık görülür.

 

Bayram alışverişi esnaf için sıradan bir günden kötü geçiyor

Güneydoğu bölgesinde esnaf içi bayram öncesi, durum sıradan bir günden daha kötü geçerken, yurttaş ise elindeki parayla ancak çocuklarına bir şey alabiliyor.

Bayram hazırlığını ve soka telaşıyla başlayan alış-veriş, her sokak, caddede giyimden, şekere, temel ihtiyaç malzemelerine kadar her şey kaldırımlara dökülmüş durumda. Esnaf için durum sıradan bir günden daha kötü geçerken, yurttaş ise elindeki parayla ancak çocuklarının mutlu olması çabasında. 

Esas olan çocukların bayramı bayram gibi yaşaması olmalı. Her birimiz bir başkasının çocuğunun mutluluğu kadar bayramı gelenekleri yaşatabiliriz. Bunun için de klasik alışkanlıkların fetişizmi yerine ihtiyaç temelli dayanışma esasıyla bayramın herkese bayram olabilmesi için çabalamaktır. Diye düşünüyorum. Herkese iyi bayramlar dilerim. Dayanışma ile kalın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.