Volkan ESER
Köşe Yazarı
Volkan ESER
 

PAYLAŞMANIN, FEDAKARLIĞIN VE BİRLİĞİN BAYRAMI!

Kurban Bayramı, İslam aleminin en kutsal ve anlam yüklü günlerinden biridir. Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10. gününde başlayıp dört gün süren bu bayram, sadece bir ibadet zamanı değil, aynı zamanda sevgi, dayanışma, paylaşma ve insan olmanın en derin anlamlarını içinde barındıran özel bir dönemdir. Yüce dinimiz İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Allah’a duyduğu sadakatin ve teslimiyetin bir simgesi olan bu bayram, her yıl biz milyonlarca Müslüman tarafından büyük bir coşku ve maneviyatla kutlanır. Elhamdülillah. Kurban Bayramı’nın temelinde yatan olay, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i Allah’a kurban etmeye razı olması ve bunun üzerine Allah’ın, Hz. İsmail yerine bir koç göndermesidir. Bu kıssa, fedakarlığın, teslimiyetin ve Allah’a duyulan güvenin zirvesidir. Bu yönüyle Kurban Bayramı, yalnızca hayvan kesme ibadetinden ibaret değil; aksine insanın iç dünyasında, benliğinden, nefsinden ve dünyevi hırslarından bir şeyler feda etmesi gerektiğini hatırlatan derin bir semboldür. Kurban, kelime anlamı itibarıyla “yaklaşmak” demektir. Bu bağlamda kurban kesmek, Allah’a manevi olarak yaklaşmanın ve O’na olan bağlılığın göstergesi olarak değerlendirilir. Bu eylem, kişinin Allah’a olan sadakatini, kulluğunu ve içtenliğini ifade eder. Kurban Bayramı, aynı zamanda toplumsal dayanışma ruhunun canlandığı bir dönemdir. Kesilen kurbanların etleri, yalnızca aile fertleriyle değil; komşularla, yoksullarla, muhtaçlarla paylaşılır. Bu, İslam toplumlarının dayanışma ruhunu canlı tutan, aradaki sosyal uçurumları bir nebze de olsa azaltan bir gelenektir. Paylaşmak, bu bayramın en temel değerlerinden biridir. Günümüzde özellikle büyük şehirlerde bireyselleşmenin arttığı, insanların birbirine yabancılaştığı bir dönemde, Kurban Bayramı vesilesiyle yapılan ziyaretler, paylaşımlar ve yardımlar; toplumsal bağları yeniden güçlendirir. İnsanlar bayram sofralarında bir araya gelir, küskünlükler sona erer, aile büyükleri ziyaret edilir ve sevgi bağları tazelenir. Kurban Bayramı, modern hayatın yoğun temposu içerisinde ruhsal bir durak gibidir. İnsanı kendine getiren, varoluşunu sorgulatan, “Ben bu hayatta neyi feda edebilirim? Gerçekten neyin peşindeyim?” gibi soruları gündeme taşıyan bir bilinçlenme zamanıdır. Bugünün dünyasında kurban kesme ibadeti yalnızca bir dini görev olarak değil, aynı zamanda farkındalık oluşturan bir sembol olarak da anlam kazanmalıdır. Kurban, sadece bir hayvanı kesmek değil; insanın içindeki kibri, bencilliği, hırsı ve açgözlülüğü de kesmesi, onlardan arınması anlamına gelir. Kurban Bayramı aynı zamanda çocuklara dini ve kültürel değerlerin aktarılması açısından da büyük önem taşır. Bayram sabahları erkenden kalkmak, ailece bayram namazına gitmek, büyüklerin ellerini öpüp hayır dualarını almak; çocukların hafızasında silinmeyecek anılar bırakır. Kurban kesiminin manevi boyutunun anlatılması, paylaşmanın, yardım etmenin önemiyle birlikte çocuklara aktarılması, gelecekte daha bilinçli ve vicdanlı bireylerin yetişmesine katkı sağlar. Her ne kadar Kurban Bayramı Yüce dinimiz İslam dünyasına ait bir ibadet olsa da taşıdığı evrensel mesajlar tüm insanlığa hitap eder: Fedakarlık, paylaşma, merhamet, birlik ve beraberlik. Bu değerler, herhangi bir dine veya millete özgü değil; insan olmanın özüyle ilgilidir. Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş, yoksulluk, adaletsizlik gibi problemlerle boğuşan insanlar için bu değerler her zamankinden daha anlamlı ve gerekli hale gelmiştir. Kurban Bayramı, sadece etin değil; kalbin, niyetin, duygunun da paylaşıldığı bir bayramdır. O, takvimin belirli günlerinde yapılan bir ritüelden ibaret değildir; bilakis her yıl yeniden hatırlanması gereken bir insanlık dersidir. Hz. İbrahim’in teslimiyeti, Hz. İsmail’in sadakati ve Allah’ın merhameti, bu bayramın ruhunda iç içe geçmiştir. Bu özel günler, insanın kendini yenilemesi, hayata karşı duruşunu sorgulaması ve daha güzel bir dünya için neler yapabileceğini düşünmesi adına bir fırsattır. Kurban Bayramı’nın ruhu, sadece bireyin değil; toplumun da dönüşümüne ilham verebilir.
Ekleme Tarihi: 07 June 2025 - Saturday
Volkan ESER

PAYLAŞMANIN, FEDAKARLIĞIN VE BİRLİĞİN BAYRAMI!

Kurban Bayramı, İslam aleminin en kutsal ve anlam yüklü günlerinden biridir. Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10. gününde başlayıp dört gün süren bu bayram, sadece bir ibadet zamanı değil, aynı zamanda sevgi, dayanışma, paylaşma ve insan olmanın en derin anlamlarını içinde barındıran özel bir dönemdir. Yüce dinimiz İslam inancına göre Hz. İbrahim’in Allah’a duyduğu sadakatin ve teslimiyetin bir simgesi olan bu bayram, her yıl biz milyonlarca Müslüman tarafından büyük bir coşku ve maneviyatla kutlanır. Elhamdülillah.

Kurban Bayramı’nın temelinde yatan olay, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i Allah’a kurban etmeye razı olması ve bunun üzerine Allah’ın, Hz. İsmail yerine bir koç göndermesidir. Bu kıssa, fedakarlığın, teslimiyetin ve Allah’a duyulan güvenin zirvesidir. Bu yönüyle Kurban Bayramı, yalnızca hayvan kesme ibadetinden ibaret değil; aksine insanın iç dünyasında, benliğinden, nefsinden ve dünyevi hırslarından bir şeyler feda etmesi gerektiğini hatırlatan derin bir semboldür.

Kurban, kelime anlamı itibarıyla “yaklaşmak” demektir. Bu bağlamda kurban kesmek, Allah’a manevi olarak yaklaşmanın ve O’na olan bağlılığın göstergesi olarak değerlendirilir. Bu eylem, kişinin Allah’a olan sadakatini, kulluğunu ve içtenliğini ifade eder.

Kurban Bayramı, aynı zamanda toplumsal dayanışma ruhunun canlandığı bir dönemdir. Kesilen kurbanların etleri, yalnızca aile fertleriyle değil; komşularla, yoksullarla, muhtaçlarla paylaşılır. Bu, İslam toplumlarının dayanışma ruhunu canlı tutan, aradaki sosyal uçurumları bir nebze de olsa azaltan bir gelenektir. Paylaşmak, bu bayramın en temel değerlerinden biridir.

Günümüzde özellikle büyük şehirlerde bireyselleşmenin arttığı, insanların birbirine yabancılaştığı bir dönemde, Kurban Bayramı vesilesiyle yapılan ziyaretler, paylaşımlar ve yardımlar; toplumsal bağları yeniden güçlendirir. İnsanlar bayram sofralarında bir araya gelir, küskünlükler sona erer, aile büyükleri ziyaret edilir ve sevgi bağları tazelenir.

Kurban Bayramı, modern hayatın yoğun temposu içerisinde ruhsal bir durak gibidir. İnsanı kendine getiren, varoluşunu sorgulatan, “Ben bu hayatta neyi feda edebilirim? Gerçekten neyin peşindeyim?” gibi soruları gündeme taşıyan bir bilinçlenme zamanıdır.

Bugünün dünyasında kurban kesme ibadeti yalnızca bir dini görev olarak değil, aynı zamanda farkındalık oluşturan bir sembol olarak da anlam kazanmalıdır. Kurban, sadece bir hayvanı kesmek değil; insanın içindeki kibri, bencilliği, hırsı ve açgözlülüğü de kesmesi, onlardan arınması anlamına gelir.

Kurban Bayramı aynı zamanda çocuklara dini ve kültürel değerlerin aktarılması açısından da büyük önem taşır. Bayram sabahları erkenden kalkmak, ailece bayram namazına gitmek, büyüklerin ellerini öpüp hayır dualarını almak; çocukların hafızasında silinmeyecek anılar bırakır. Kurban kesiminin manevi boyutunun anlatılması, paylaşmanın, yardım etmenin önemiyle birlikte çocuklara aktarılması, gelecekte daha bilinçli ve vicdanlı bireylerin yetişmesine katkı sağlar.

Her ne kadar Kurban Bayramı Yüce dinimiz İslam dünyasına ait bir ibadet olsa da taşıdığı evrensel mesajlar tüm insanlığa hitap eder: Fedakarlık, paylaşma, merhamet, birlik ve beraberlik. Bu değerler, herhangi bir dine veya millete özgü değil; insan olmanın özüyle ilgilidir. Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş, yoksulluk, adaletsizlik gibi problemlerle boğuşan insanlar için bu değerler her zamankinden daha anlamlı ve gerekli hale gelmiştir.

Kurban Bayramı, sadece etin değil; kalbin, niyetin, duygunun da paylaşıldığı bir bayramdır. O, takvimin belirli günlerinde yapılan bir ritüelden ibaret değildir; bilakis her yıl yeniden hatırlanması gereken bir insanlık dersidir. Hz. İbrahim’in teslimiyeti, Hz. İsmail’in sadakati ve Allah’ın merhameti, bu bayramın ruhunda iç içe geçmiştir.

Bu özel günler, insanın kendini yenilemesi, hayata karşı duruşunu sorgulaması ve daha güzel bir dünya için neler yapabileceğini düşünmesi adına bir fırsattır. Kurban Bayramı’nın ruhu, sadece bireyin değil; toplumun da dönüşümüne ilham verebilir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.