Yıllardır anlatıyoruz, defalarca yazdık, söyledik: Diyarbakır–Silvan karayolu sadece bir ulaşım güzergâhı değil, aynı zamanda bu memleketin kaderine atılmış bir çizgidir. Bu yol, her bozulduğunda sadece asfalt dökülmüyor; umutlar da dökülüyor, sabırlar çatlıyor, canlar yanıyor. Bu güzergâh; D100 uluslararası karayolu hattının bir parçası olmasına rağmen, ne yazık ki ne devletin gözü değiyor ne de vicdan sahibi bir denetim uygulanıyor. Her seçim öncesi “Bu yıl sıcak asfaltla çözülecek”, “Programda yer aldı”, “İhalesi yapıldı” gibi cümlelerle avutulan Silvan halkı, 2025’in ortasına geldiğimiz bugünlerde bile o çukurlu, taşlı, tehlikeli yolda ölümle yarışmaya devam ediyor. Sahiplik Lafla Değil, İcraatla Olur Bu yol yıllardır yapılıyor. Evet, defalarca ihale edildi, defalarca makine getirildi, iş makineleri fotoğraf çektirdi. Ama sonra ne oldu? Yapılan yol bir hafta sonra çöktü. Araç camları kırıldı, kazalar yaşandı, insanlar hayatını kaybetti. Birileri "Biz bu memleketin sahibiyiz" dedi. Oysa görüyoruz ki ortada ne bir sahip var, ne de bir sorumlu. Sahiplik lafla, afişle, törenle olmaz. Sahiplik, halkın derdiyle dertlenmekle olur. Sahiplik, bir çocuğun okuldan dönerken geçtiği yolun güvenliğini sağlamakla, bir ambulansın yolda sekteye uğramadan hastaya ulaşmasını mümkün kılmakla olur. Devlet Olmak Sadece Vergi Toplamak Değil Buradan açıkça söylüyoruz: Kimse kimseye iyilik yapmıyor! Kimsenin kara kaşı, kara gözü için hizmet yapılmaz. Vatandaş bu devlete vergisini ödüyorsa, devlet de vatandaşına hizmet etmek zorundadır. Bu bir lütuf değil, anayasal bir yükümlülüktür. Bu ülkenin vatandaşları, sadece seçim zamanlarında hatırlanacak, oy deposu olarak görülecek insanlar değildir. Köy köy gezen siyasetçilerin seçimden sonra ortadan kaybolduğu, "sahipsiz memleketin soranı olmaz" sözünü haklı çıkaracak bir yönetim anlayışı sürdürülemez. Müteahhitleri Değil, Milleti Koruyun! Soruyoruz: Neden yol çalışmaları denetlenmiyor? Neden her defasında ihaleyi alan firmaların yaptığı işin ömrü birkaç günle sınırlı kalıyor? Bu kadar emek, bu kadar para, bu kadar umut neden heba ediliyor? Devletin asli görevi sadece yol yapmak değil, yaptığı işin arkasında durmak, denetlemek, kamunun hakkını savunmaktır. Müteahhitlerle kol kola poz vererek değil, işini eksik yapanın yakasına yapışarak millete hizmet edilir. Yollar Kaderimiz Olmasın Yollar sadece araçların geçtiği yerler değildir. Yollar, bir memleketin onurudur, yüzüdür. Biz Diyarbakır-Silvan yolu üzerinden sadece asfalt değil, adalet istiyoruz, eşitlik istiyoruz, insan onuruna yakışır bir yaşam istiyoruz. Her yıl aynı cümlelerle oyalandık. Yeter! Bu halk unutmadı, unutmuyor. Unutmak istese bile her çukura girdiğinde hatırlıyor. Her kaza haberiyle, her cam kırığıyla, her yara iziyle yeniden hatırlıyor. Artık yeter. Ya gerçekten sahip çıkın ya da "sahibiyiz" demeyin!