Suriye’de son aylarda yaşanan gelişmeler, sahadaki gerçeklerle uluslararası diplomasi arasındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne seriyor. Suriye’nin fiili lideri olarak öne çıkan Şara, verdiği “istikrar”, “ulusal birlik” ve “yeniden yapılanma” mesajlarıyla dünya kamuoyunu oyalamaya devam ediyor. Ancak sahadaki gerçek çok net: Kürtler yok sayılarak Suriye’de ne siyasi ne de toplumsal bir yeniden yapılanma mümkün değildir. Diplomasi Masasında Güzel Sözler, Sahada Eski Politikalar Şara yönetimi, Batı başkentlerine ve bölgesel aktörlere verdiği mesajlarda “kapsayıcı bir Suriye” vurgusu yaparken, pratikte Baas rejiminin yıllardır sürdürdüğü merkeziyetçi ve inkârcı politikaların dışına çıkamıyor. Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan Kürtler, Araplar, Süryaniler ve diğer halkların oluşturduğu özerk yönetim, Şam tarafından hâlâ geçici bir yapı ya da “kontrol edilmesi gereken bir sorun” olarak görülüyor. Bu yaklaşım, çözüm değil; yeni krizlerin habercisidir. Kürtler Sahada Var, Masada Yok Sayılıyor Bugün Suriye haritasına bakıldığında açık bir gerçek görülüyor: IŞİD’e karşı en etkili mücadeleyi veren, bölgesel güvenliği sağlayan ve görece bir istikrar alanı yaratan yapı Kürtlerin öncülüğündeki Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi’dir. Buna rağmen Şara yönetimi, Kürtleri anayasal güvenceye kavuşturacak, siyasi statülerini tanıyacak adımlardan özellikle kaçınıyor. Bu tutum, sadece Kürtlere değil, Suriye’nin geleceğine de açık bir mesajdır: “Eski Suriye’yi, yeni ambalajla sunmak.” Uluslararası Toplumun Sessizliği Tehlikeli ABD, Rusya, İran ve bölge ülkeleri kendi çıkar hesaplarıyla süreci izlerken, Kürtlerin statüsünü sürekli erteleyen bu yaklaşım büyük bir kırılmaya yol açabilir. Kürtleri sürecin dışında tutarak kurulacak her denklem, eksik ve kırılgan olacaktır. Unutulmamalıdır ki Kürtler bu coğrafyada misafir değil, asli unsurdur. Ve asli unsurlar yok sayılarak kurulan hiçbir devlet yapısı uzun ömürlü olmaz. Suriye’nin Gerçek Çözümü Nereden Geçiyor? Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın yolu çok nettir: Kürtlerin anayasal statüsünün tanınması Yerel özerk yönetimlerin kabul edilmesi Çok kimlikli, çok dilli, çoğulcu bir devlet yapısı Merkeziyetçi ve tekçi zihniyetin terk edilmesi Bunlar yapılmadığı sürece Şara’nın verdiği tüm mesajlar, uluslararası kamuoyuna yönelik birer oyalama taktiği olmaktan öteye geçmeyecektir. Suriye’nin geleceği, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla değil; halkların iradesiyle şekillenir. Kürtleri yok sayan her senaryo çökmeye mahkûmdur. Şara bunu ne kadar erken anlarsa, Suriye için o kadar az bedel ödenir. Aksi halde yeni bir çatışma döngüsünün kapısı aralanmaktadır. Kürtler olmadan Suriye olmaz. Bu bir siyasi temenni değil, sahadaki çıplak gerçektir.