Belediyecilik, sadece yol yapmak, çöp toplamak, mazgal temizlemek değildir… Belediyecilik, kentin ruhunu anlamak, halkın sesini duymak, yaşadığı sorunları ciddiye almak ve bu sesleri bir araya getirip çözüm üretme iradesi gösterebilmektir. Şehir yönetimi, en tepeden aşağıya doğru değil; en alttan en yukarıya, yani “halktan yönetime” doğru kurulması gereken bir bağdır. Silvan’ın bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey de tam olarak budur: Katılımcılık. Halk Toplantıları Yoksa Şeffaflık da Yoktur Bir gazeteci olarak halk toplantılarına hiç davet edilmedim. Mesleki kimliğimi önemsemiyorsanız, bari bir Silvanlı olarak davet edin. Çünkü bu şehirde yaşayan herkes gibi ben de söz hakkına sahibim. Halk toplantıları; belediyenin kendisini anlatma, halkın sorunlarını dinleme, projeleri paylaşma ve eleştirileri alma zamanıdır. Bu toplantılar yapılmadığında, belediye sadece kendi içine kapanmış bir yönetim modeline dönüşür. Oysa şeffaflık, hesap verilebilirlik ve katılımcı demokrasi tam da bu buluşmalarla hayat bulur. Bugün Silvan’da bu kültürün eksikliği hissediliyor. İnsanlar kendilerini dışlanmış hissediyor. “Halk belediyesi” olmak için önce halkın kapısını çalmak gerekir. Sivil Toplum ile İstişare Şarttır Sivil toplum kuruluşları bu kentin nabzıdır. Gençlerden kadınlara, çiftçilerden esnafa kadar her kesimin temsil edildiği bu yapılarla sık sık bir araya gelmek, belediyeciliğin en temel gereğidir. Silvan’da STK’larla istişare mekanizmaları zayıf. Proje üreten, halkla çalışan pek çok kurum var ama belediye onlardan kopuk ilerliyor. Oysa güçlü belediyecilik, tek akıl değil, ortak akılla mümkündür. Belediyecilik Sadece Temizlik Değildir Evet, çöp toplanacak, mazgal temizlenecek, yollar yapılacak. Bu belediyeciliğin en temel görevleri. Ancak bunları yapmak belediye başkanı olmak için yeterli değildir. Silvan gibi kadim bir kentte; • Sosyal belediyecilik, • Ekonomik kalkınma, • Kooperatifçilik, • Ekoloji meclisi, • Turizm odaklı projeler, • Üretim ve istihdam alanları, • Gençlerin geleceğini şekillendirecek teknolojik adımlar artık bir zorunluluktur. Dünyanın yeni teknolojilerine uyum sağlayamayan belediyecilik, hem bugünü kaçırır hem de geleceği heba eder. Silvan’ın Suyu, Tarihi ve Turizmi Sahipsiz Kalmamalı Yıllardır “Her şey Silvan için” sloganı atılıyor. Peki Silvan’ın suyu? Silvan’ın turizmi? Malabadi Köprüsü, Hasuni Mağaraları, Silvan Kalesi ve Dicle Vadisi ile bu şehir, Türkiye’nin en büyük turizm potansiyeline sahip ilçelerinden biri olmasına rağmen hâlâ hak ettiği değeri göremiyor. Eğer “Her şey Silvan için” deniyorsa, önce bu kentin su kaynaklarını temizlemek ve turizmi canlandırmak gerekiyor. Binlerce Silvan Sevdalısı Var: Bizi Dışlamayın Ben belediyenin toplantılarına çağrılmak istemiyorsam bile, benim gibi düşünen binlerce genç, yüzlerce Silvan sevdalısı var. Bu insanlar, Silvan’ın gelişmesi için fikir üretmeye, eleştiri yapmaya, doğruları söylemeye hazır. Ama kapılar kapalıysa, o sesler içeri giremez. Ben halkın sorunlarını dile getiren herkesin arkasındayım. Yeter ki bu şehir için samimi olunsun, bu topraklara değer verilsin. Demokratik Toplum İnşası Yerelden Başlar Demokrasi; Ankara’da, İstanbul’da, büyük salonlarda değil mahallelerde başlar. Demokratik toplum; eleştiren, katılan, dinleyen ve birlikte çözüm üreten bir yapı demektir. Silvan’ın buna ihtiyacı var. Belediye yönetimine çağrım nettir: Halk toplantılarını artırın. Gazetecileri, STK’ları, gençleri, kadınları sürece dahil edin. Her kesimin fikrine değer verin. Silvan’ın geleceğini birlikte inşa edelim. Çünkü bu şehir hepimizin… Ve bu şehir, hak ettiği hizmeti ancak birlikte alabilir.