Volkan ESER
Köşe Yazarı
Volkan ESER
 

BU DÖNÜŞÜN ANLAMI NE?

Türkiye siyasetinde nadiren karşılaşılan sahnelerden biri dün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşandı. 2021 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) ayrılarak Memleket Partisi’ni kuran Muharrem İnce, dört buçuk yıl aradan sonra siyasi yuvası olarak nitelendirdiği CHP’ye resmen geri döndü. Bu dönüş yalnızca bir partisel birleşmeyi değil; aynı zamanda toplumsal bellekte iz bırakmış bir ayrılığın kapanmasını ve bir bütünleşme sürecinin başlamasını temsil ediyor.   Muharrem İnce, CHP içindeki aktif siyaset yıllarında özellikle 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki performansıyla geniş kitlelerin dikkatini çekmiş, halkla kurduğu doğrudan iletişim ve meydanlardaki enerjisiyle farklı bir siyasi figür olarak öne çıkmıştı. Ancak partideki yapısal tartışmalar, yönetişim anlayışındaki ayrışmalar ve gelecek vizyonu farklılıkları, İnce’yi 2021 yılında CHP’den ayrılarak kendi siyasi yolunu çizme kararı almaya itmişti. Kurduğu Memleket Partisi, çeşitli dönemlerde kamuoyunun gündeminde kalsa da, Türkiye siyasetinde bir kitlesel karşılık oluşturmakta zorlandı. Bu durum hem İnce’nin siyasi kariyerinde hem de toplumsal beklentiler açısından bir yeniden değerlendirme sürecini tetikledi. Ve sonunda, siyasetin doğal döngüsünde yollar yeniden kesişti: Muharrem İnce, “doğduğu günden beri alnında CHP rozeti olduğunu” vurgulayan Özgür Özel’in sözleriyle, simgesel ama bir o kadar da güçlü bir dönüş gerçekleştirdi. İnce’nin CHP’ye dönüşü, sadece bir bireyin partisine geri katılması değil, CHP’nin kapsayıcı bir dönüşüm sürecine girmesi açısından da kritik bir eşik olabilir. Özgür Özel’in liderliğinde yeniden yapılanma sürecine giren CHP, değişim mesajını sadece söylemde değil, kadro ve vizyon düzeyinde de hayata geçirmeye çalışıyor. Bu noktada Muharrem İnce gibi güçlü bir saha politikacısının partiye yeniden entegre edilmesi, hem tabana yönelik mobilizasyon gücünü artırabilir hem de parti içi dinamizmi yeniden canlandırabilir. İnce’nin dönüşü aynı zamanda kırgın seçmenlerle barışma sürecinin de simgesi olabilir. Zira 2023 seçimlerinde muhalefet blokları arasında yaşanan parçalanma, özellikle genç ve kararsız seçmenler üzerinde olumsuz etkiler bırakmıştı. Bu birleşme, hem iktidar alternatifini güçlendirme yönünde bir adım hem de “birlikte kazanabiliriz” duygusunun yeniden inşa edilmesi anlamını taşıyor. Muharrem İnce’nin CHP’ye katkısı birkaç temel başlıkta toplanabilir: İnce, halkla kurduğu doğrudan temas, meydanlardaki güçlü hitabeti ve sade diliyle özellikle Anadolu’daki seçmende etkili olabilen nadir figürlerden biri. CHP’nin uzun zamandır eleştirilen “sahada zayıflık” meselesini çözmede önemli bir rol oynayabilir. Özellikle Memleket Partisi sürecinde gençlere ulaşmak için kullandığı sosyal medya dili ve “doğrudan siyaset” anlayışı, CHP’nin gençlik stratejileriyle entegre edilirse partinin yeni nesle ulaşmasında katkı sağlayabilir. Geçmişte yaşanan ayrışmaların tamiri için İnce’nin sembolik gücü kullanılabilir. Siyasette küskünlüklerin aşılması için öncülük edebilir; bu da CHP’nin diğer muhalif aktörlerle kuracağı ilişkilerde daha kapsayıcı bir yapıya evrilmesini destekleyebilir. Elbette bu dönüş sürecinin sorunsuz geçeceğini söylemek aşırı iyimserlik olur. Parti içindeki bazı gruplar, İnce’nin geçmişteki sert eleştirilerini unutmakta zorlanabilir. Özellikle İnce’nin CHP’den ayrıldığı dönemdeki çıkışları ve “parti içi demokrasi” vurgusu, yeniden birlikte çalışmak zorunda kalacak kadrolar arasında güven inşasını zorlaştırabilir. Ancak siyasetin doğası uzlaşmayı ve yeniden başlama cesaretini de içinde taşır. Bu noktada hem Özgür Özel’e hem de Muharrem İnce’ye önemli görevler düşüyor. Kapsayıcı, yapıcı ve toplumu kucaklayıcı bir dil kurmak; geçmişin tartışmalarını değil, geleceğin hedeflerini merkeze almak gerekiyor. Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşü, siyasette küskünlüklerin değil, ortak aklın galip geleceğini gösteren önemli bir gelişmedir. Bu adım, sadece bir bireyin değil, geniş bir kitlenin CHP ile yeniden bağ kurmasına vesile olabilir. Önümüzdeki dönemde CHP’nin bu birleşmenin enerjisini nasıl yöneteceği, Türkiye siyasetinin gidişatında belirleyici rol oynayabilir. Türkiye’nin demokrasi mücadelesi, kişisel ego ve ayrışmalarla değil, birleşme iradesiyle kazanılabilir. Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşü, bu iradenin sembollerinden biri olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır.
Ekleme Tarihi: 25 June 2025 - Wednesday
Volkan ESER

BU DÖNÜŞÜN ANLAMI NE?

Türkiye siyasetinde nadiren karşılaşılan sahnelerden biri dün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaşandı. 2021 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) ayrılarak Memleket Partisi’ni kuran Muharrem İnce, dört buçuk yıl aradan sonra siyasi yuvası olarak nitelendirdiği CHP’ye resmen geri döndü. Bu dönüş yalnızca bir partisel birleşmeyi değil; aynı zamanda toplumsal bellekte iz bırakmış bir ayrılığın kapanmasını ve bir bütünleşme sürecinin başlamasını temsil ediyor.

 

Muharrem İnce, CHP içindeki aktif siyaset yıllarında özellikle 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki performansıyla geniş kitlelerin dikkatini çekmiş, halkla kurduğu doğrudan iletişim ve meydanlardaki enerjisiyle farklı bir siyasi figür olarak öne çıkmıştı. Ancak partideki yapısal tartışmalar, yönetişim anlayışındaki ayrışmalar ve gelecek vizyonu farklılıkları, İnce’yi 2021 yılında CHP’den ayrılarak kendi siyasi yolunu çizme kararı almaya itmişti.

Kurduğu Memleket Partisi, çeşitli dönemlerde kamuoyunun gündeminde kalsa da, Türkiye siyasetinde bir kitlesel karşılık oluşturmakta zorlandı. Bu durum hem İnce’nin siyasi kariyerinde hem de toplumsal beklentiler açısından bir yeniden değerlendirme sürecini tetikledi. Ve sonunda, siyasetin doğal döngüsünde yollar yeniden kesişti: Muharrem İnce, “doğduğu günden beri alnında CHP rozeti olduğunu” vurgulayan Özgür Özel’in sözleriyle, simgesel ama bir o kadar da güçlü bir dönüş gerçekleştirdi.

İnce’nin CHP’ye dönüşü, sadece bir bireyin partisine geri katılması değil, CHP’nin kapsayıcı bir dönüşüm sürecine girmesi açısından da kritik bir eşik olabilir. Özgür Özel’in liderliğinde yeniden yapılanma sürecine giren CHP, değişim mesajını sadece söylemde değil, kadro ve vizyon düzeyinde de hayata geçirmeye çalışıyor. Bu noktada Muharrem İnce gibi güçlü bir saha politikacısının partiye yeniden entegre edilmesi, hem tabana yönelik mobilizasyon gücünü artırabilir hem de parti içi dinamizmi yeniden canlandırabilir.

İnce’nin dönüşü aynı zamanda kırgın seçmenlerle barışma sürecinin de simgesi olabilir. Zira 2023 seçimlerinde muhalefet blokları arasında yaşanan parçalanma, özellikle genç ve kararsız seçmenler üzerinde olumsuz etkiler bırakmıştı. Bu birleşme, hem iktidar alternatifini güçlendirme yönünde bir adım hem de “birlikte kazanabiliriz” duygusunun yeniden inşa edilmesi anlamını taşıyor.

Muharrem İnce’nin CHP’ye katkısı birkaç temel başlıkta toplanabilir:

İnce, halkla kurduğu doğrudan temas, meydanlardaki güçlü hitabeti ve sade diliyle özellikle Anadolu’daki seçmende etkili olabilen nadir figürlerden biri. CHP’nin uzun zamandır eleştirilen “sahada zayıflık” meselesini çözmede önemli bir rol oynayabilir.

Özellikle Memleket Partisi sürecinde gençlere ulaşmak için kullandığı sosyal medya dili ve “doğrudan siyaset” anlayışı, CHP’nin gençlik stratejileriyle entegre edilirse partinin yeni nesle ulaşmasında katkı sağlayabilir.

Geçmişte yaşanan ayrışmaların tamiri için İnce’nin sembolik gücü kullanılabilir. Siyasette küskünlüklerin aşılması için öncülük edebilir; bu da CHP’nin diğer muhalif aktörlerle kuracağı ilişkilerde daha kapsayıcı bir yapıya evrilmesini destekleyebilir.

Elbette bu dönüş sürecinin sorunsuz geçeceğini söylemek aşırı iyimserlik olur. Parti içindeki bazı gruplar, İnce’nin geçmişteki sert eleştirilerini unutmakta zorlanabilir. Özellikle İnce’nin CHP’den ayrıldığı dönemdeki çıkışları ve “parti içi demokrasi” vurgusu, yeniden birlikte çalışmak zorunda kalacak kadrolar arasında güven inşasını zorlaştırabilir. Ancak siyasetin doğası uzlaşmayı ve yeniden başlama cesaretini de içinde taşır.

Bu noktada hem Özgür Özel’e hem de Muharrem İnce’ye önemli görevler düşüyor. Kapsayıcı, yapıcı ve toplumu kucaklayıcı bir dil kurmak; geçmişin tartışmalarını değil, geleceğin hedeflerini merkeze almak gerekiyor.

Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşü, siyasette küskünlüklerin değil, ortak aklın galip geleceğini gösteren önemli bir gelişmedir. Bu adım, sadece bir bireyin değil, geniş bir kitlenin CHP ile yeniden bağ kurmasına vesile olabilir. Önümüzdeki dönemde CHP’nin bu birleşmenin enerjisini nasıl yöneteceği, Türkiye siyasetinin gidişatında belirleyici rol oynayabilir.

Türkiye’nin demokrasi mücadelesi, kişisel ego ve ayrışmalarla değil, birleşme iradesiyle kazanılabilir. Muharrem İnce’nin CHP’ye dönüşü, bu iradenin sembollerinden biri olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malabadigazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.